(7. SAYFA)


 






AK PARTİ KAYNAŞLI İLÇE YÖNETİMİ
İLÇE BAŞKANI
1-EROL BAYRAKTAR
ÖZGEÇMİŞİ
1971 Yılında Kaynaşlı Darıyeri Hasnbey Köyünde doğdu.İlkokulu D.H.B köyünde . Orta ve Lise öğrenimini Düzce imam hatip Lisesinde bitirdi.
Yüksek öğrenimini MISIR- KAHİRE- EL- EZHER Üniversitesi İlahiyat fakültesini tamamaladıktan sonra Milli Eğitim Bakanlığı İstanbul Özel Çamlıca ve Akçakoca yurtlarında Eğitmenlik ve Psikolojik Danışmanlık görevlerinde bulundu.
Vatani görevini Tekirdağ- Çerkezköy de Kısa dönem olarak tamamalayıp ardından Milli Eğitim bakanlığı Batman -Bağlar ilk öğretim okulunda 1 yıl Sınıf Ve Meslek Dersleri öğretmenliği yaptı.
Daha sonra Yüksek Lisans öğrenimi için Almanyaya gitti. Göethe Enstitüsü dil kursunu tamamlayıp Erlangen Üniversitesinde Yüksek Lisans Yapmaya hak kazandı.Avrupa bulunduğu süre içersinde çeşşitli bölgelerde özel yurtlarda idarecilik ve eğitmenlik görevlerinde bulundu.
Türkiye ye döndükten sonra Sakarya üniversitesi ilahiyat fakültesini bitirdi. Yabancı dil olarak arapça- ingilizce-almanca biliyor. Halen Açık Öğretim Fakültesi İktisat Fakültesi Kamu Yönetimi bölümünde öğrenimi sürdürüyor.
Ticaretle uğraşıyor.

SİYASİ GEÇMİŞİ:
Öğrencilik yıllarında Milli Türk Talebe Birliği Kahire Yönetim kurulu üyeliği-MTTB Düzce il başkanlığı - Refah partisi -Fazilet Partisi- Saadet Partisi- Ak parti .............................


İLKELERİ:
1- Sevdirmek -Nefret ettirmemek
2- Kolaylaştırmak- Zorlaştırmamak
3- Müjdeleyici olmak- Korkutucu olmamak
4- Açıklamak- Yergılayıcı olmamak
5- Sevgi-Barış- Kardeşlik ilkesini yaymak






YÖNETİM KURULU ÜYELERİ

2-FAHRİ YAVUZ: EKONOMİK İŞLER BAŞKANI
10-01-1956 Altunköy- Kaynaşlı- Düzcede doğdu. Babası İsmail , Annesi Gülizardır.İlk okulu 1966 da Yeniyurt köyünde bitirdi. 1973 yılında da Düzce İmam Hatip Lisesini bitirdi. 1979 haziranında Bolu Eğitim enstitüsünü bitirdi.
1974 yılında Kaynaşlı Merkez camiinde fahri olarak 1 yıl İmamlık yaptı. Aynı yıl içinde açılan İmamlık imtihanını kazanıp Murat Bey köyüne atandı. 9 Şubat 1974 de evlendi. 2 kız 1 erkek evladı vardır. 26 kasım 1979 yılında Elazığ ili Palu ilçesi Köprüdere köyünde Öğretmenliğe başladı. 9 Eylül 1980 de Gölyaka ilçesi Değirmentepe Köyündeki okula atandı. 1980 Askeri ihtilalden dolayı 1981 yılında Gaziantep Oğuzeli ilçesi Çıldıroba köyüne atandı. 4 yıllık görevden sonra 1985 yılında Cumayeri Yenitepe Köyüne atandı. 7 yıl görevden sonra 1992 yılında Kaynaşlı süperlit İlk öğretim okuluna branş öğretmeni olarak atandı. 1 yıl sonra Kaynaşlı ilk öğretime aynı ünvanla atandı. 2001 Eylülünde emekli oldu. Halen Darıyeri Hasanbey köyünde ikamet ediyor. Ak parti kurulduktan sonra Kaynaşlı teşkilatında kurucu üye olarak görev yaptı. Mevcut yönetimde görevine devam etmektedir.

3- ABDURRAHİM SARI: TEŞKİLAT İŞLERİ
1946 Kaynaşlı doğumludur. Kaynaşlı ilkokulunu bitirdi. okul sonrası Adapazarı ve Bolu bölgelerinde Berber olarak çalıştı. Askerliği Jandarma olarak niğde ilinde yaptı. Askerlik dönüşü ticarete Kaynaşlı merkezde Bakkaliye, çiçekcilik ve en son züccaciye işi yaptı. 1999 depreminde ticarethanesi yıkıldı. 10 yıl esnaf oda başkanlığı. ve 15 yıl başkan yardımcılığı esnaf sanatkar odası,Kaynaşlı ilçe tarım müdürlüğü nde çeşitli görevlerde bulundu. Depremden sonra emekli oldu. Ve şu an Kaynaşlı sosoyal yardımlaşma derneğinde görev yapmaktadır. Ak parti ilçe yönetimi nde hizmet benim için onurdur şereftir.


4- MURAT SAY: HALKLA İLİŞKİLER
08-05-1979 Yılında Düzce de doğdu. İlkokulu Yeşiltepe köyünde, Ortaokulu Dipsizgöl de okudu. Liseyi Abant yolu üzerindeki Tarık Somer Lisesinde okumuştur. 2 yıl varan Turizm de çalıştı. 1999 da askere gitti. Asker dönüşü Koru Otelde 7 yıl çalıştı. Halen İsmailin yerinde çalışmaktadır. Aynı zamanda nakliye işleri ile ilgilenmektedir. Evli ve 2 çocuk babasıdır.




5- SAİM ÖZKAN:YEREL YÖNETİM
10-06-1961 yılında Altunköy-Kaynaşlı-Düzce de doğdu. İlkokulu Altunköy de, Orta okulu Kaynaşlıda, Liseyi Bolu da bitirdi. 25 yıldır Köy Hizmetleri ve İl özel idaresinde halen görev yapmaktadır. Ak Partiye gönül veren tüm dava arkadaşlarımı sevgi ve saygıyla selamlarım. Durnak yok yola devam.

6- METİN ÇAPAR: SİYASİ- HUKUK
12-05-1959 yılında Kaynaşlı da doğdu. 1973 yılında Kaynaşlı ortaokulunu bitirdi. O yıldan beri nakliyecilik sektöründe çalışmaktadır. Martı Trans - Bolu güneş uluslararası nakliyat firmasının yönetim kurulu başkanıdır.
5 çocuk sahibidir. Siyasi işler başkan yardımcısıdır.

7- ALAATTİN DİLEK: SİYASİ HUKUK İŞLER BAŞKANI
02-06-1962 Yılında Adapazarında doğdu. İlkokulu Düzce Hamidiye ilkokulunda, Orta ve Liseyi Düzce Lisesinde okudu. Emekli esnaf olarak Esnaflığa devam etmektedir.

8- MAHMUT İNCİ: TEŞKİLAT İŞLERİ



9- EROL ÇİLLİ: AR-GE
19-04-1960 Yılında Düzce İlk ve Orta okulu Kaynaşlıda bitirdi. 1980 yılında Düzce Ticaret Lisesi Muhasebe bölümünden mezun olmuştur. 1984 yılından 1998 yılına kadar Yurt içi ve yurt dışı nakliye yapmaktadır. 1998 yılından bu yana ise Çillioğlu Uluslar arası Nakliyat Orman Ürünleri Ticaret LTD ,de Ortak ve yönetici olarak görev yapmaktadır. Uluslararası Asya ve Avrupa Nakliye işi yamaya devam etmektedir.Evli 3 çocuk babasıdır.


10- MUSTAFA YILDIRIM: MALİ İŞLER BAŞKANI
20-04-1960 Hacıazizler- Kaynaşlı- Düzce de doğdu. Düzce Endüstri Meslek Lisesi Metal Bölümü Mezunudur. Kaynaşlı Demir Doğrama Esnafıdır. Evli ve 3 çocuk babasıdır. Halen Kaynaşlı Kumluca Mahallesinde İkamet etmektedir.


11-ERSİN CANER: AR-GE
01-08-1979 Yılında Darıyeri Hasanbey Köyünde doğdu. İlkokulu aynı köy ilköğretim okulunda bitirdi. 1990-1997 yılları arasında Düzce İmam hatip Lisesini bitirdi.2000-2002 Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu Meslek yüksek okulu İşletmecilik bölümünden mezun olduktan sonra 2002-2004 yılları arası Anadolu üniversitesi İşletme Fakültesi Mezunu oldu. Şu anda Şen Kardeşler İstikbal mağazasında çalışmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.



12-BAHTİYAR BAYRAK: MALİ-İDARİ İŞLER
03-03-1958 doğumlu. İlköğretimini Atatürk İlk öğretim okulunda bitirdi. Akabinde Düzce İmam hatip Lisesini 1976-1977 sezonunda bitirip 1978 de askere gitti. 1997 Aralığında geldikten sonra hayata atıldı. En büyük darbeyi 12 Eylül 1980 de gördükten sonra yol buyunda şef garson olarak çalıştım. 1999 depreminden sonra kendi yerimde kahve çalıştırıyorum. Siyasi geçmişim 1975 de MTTB Düzce üyeliği ile başladı. Sonra Akıncılar derneği üyeliği- Milli selamet partisi- Refah partisi- Fazilet partisi- Ak partide devam etmekteyim.

13-ALİ ALTINDAL: HALKLA İLİŞKİLER
11-01-1960 Üçköprü doğumlu Kaynaşlı ortaokulu mezunudur. SGK emeklisidir. Halen esnaflık yapmaktadır. Ak parti kurulduğu günden itibaren ak partide kesintisiz görev yapmaktadır.



14-ENVER AKYÜZ : EKONOMİ İŞLERİ
29-07- 1960 yılında kaynaşlı da doğdu. Kaynaşlı ilkokul mezunudur. 35 yıldır Ayakkabı esnaflığı yapmaktadır. Esnaf Sanatkarlar Odası Başkan yardımcısıdır. 3 kız 1 erkek 4 çocuk babasıdır
15- SAİT YİRMİBEŞ: DIŞ İLİŞKİLER

13.02.1991 düzce kaynaşlı doğmuştur.ilköğretim doğanlı eşref taşhan ilköğretim okulu orta öğretim atatürk lisesi sosyal bilimler.tıbbi sekreterlil alanında 3 yıl çalışmıştır ayrıca satış danışmanlığını 1 yıl sürdürmekte olup suanda sigortacılık yapmaktadır.
16-GONCA PERÇİN: SEÇİM İŞLERİ

17 ELİF ÖZTÜRK: TANITMA -MEDYA

18-SERPİL SAĞLAM: TANITMA- MEDYA

19- SAFFET ŞEN: DIŞ İLİŞKİLER
01-12-1953 yılında Düzce doğumludur. İlkokulu Darıyeri Yörükler köyünde bitirdi. 1983 yılında Yörükler köyü muhtarı seçildi. Halen bu görevi devam ettirmektedir. Aynı zamanda Muhtarlar derneği başkanlığını yürütmektedir.
20- ÖZLEM CANIM: KADIN KOLLARI BAŞKANI

21- HARUN VEZİROĞLU: İL GENEL MECLİS ÜYESİ:
02-02-1964 Kaynaşlı doğumlu. 1971 -1976 arası Kaynaşlı ilk öğretim okulunda okudu. 1976-1980 yılları arasında devlet parasız yatılı imtihanı kazanarak İstanbul Büyükçekmece Lisesinde Orta okulu okudu. 1981-1982 döneminde Kaynaşlı lisesinde 1 yıl okudu. 1984 kasımında sıhhıye olarak Samsuna askere gitti. 1986 yılında Erzurumdan terhis oldu. Ve bu yıldan itibaren Kaynaşlıda 2002 yılına kadar ticaretle meşgul oldu. 27 mayıs 1989 yılında dünya evine girdi. Esnaflık döneminde bir dönem esnaf ve sanatkarlar odasında iki dönem esnaf ve sanatkarlar kredi kefalet kooperatifinde yönetim kurulu üyeliği yaptı. 1981-1986 yılları arasında Kaynaşlı sporda amatör olarak kalecilik yaptı. 2004 yılındaki mahalli seçimlerde Ak partiden İl genel meclisi üyesi seçilerek siyasete girdi ve halen İl genel meclis üyeliği devam etmektedir.
Evli ve Ertuğrul, Sefa ve Serra adında 3 çocuk babasıdır.



22- MUHARREM ŞEN: İL GENEL MECLİS ÜYESİ:
1968 kaynaşlı yeşiltepe dogumlu ilk ve orta okulu yeşiltepe ve dipsizgöl de tamamladım.1990 yılın da bolu köyhizmetlerin de göreve başladım 1999 yılında düzce depreminden sonra düzcenin de il olmasından sonra düzceye tayınimi istedim il özel idaresi plan proje yatırım ve inşaat müdürlüğün de içmesuyu kanalızasyon ve yollarla ilgili projeler yaptım.evli ve iki çocuk babasiyim.

23- İRFAN AKDOĞAN: İLÇE SEKRETERİ
27-11-1960 Kaynaşlı doğumludur. İlk ve Orta okulu Kaynaşlı da Liseyi Düzcede Üniversiteyi Eskişehirde bitirdi. Emekli İmamdır. İdris,Veysel,Kadriye ve Hüseyin adlarında 4 çocuğu Ayşenur,Sümeyye,Nisa,Ömer,Efe ve Ebrar adlarında 6 torunu vardır.
YÖNETİM KURULU FAALİYETLERİ

















KAYNAŞLI BÜYÜYOR
       Yurt, Toki hastane, kırgın çayırı emniyet müdürlüğü, daha birçok hayata geçme aşamasındaki projeleri ile dolu dolu ,pırıl,pırıl bir Kaynaşlı büyüyor. Kaynaşlının dış makyajı değişiyor ama! İnsanlar mutsuz buna neden ise bu güzellikler ile beraber şu prefabrik yapılardanda kurtulsak hiç olmazsa bir tane süperlit ayarında kalıcı bir fabrika ve bunu sağlayacak yatırımcıya buraya getirebilsek’’100,200,300,400,500’’ kişiye iş istihdamı sağlasak sanayimizi yıkık dökük virane olan şu anki halinden kurtarıp ufakta olsa modern sanayi sitesi haline getirip sağa sola serpilmiş sanatkarlarımızı buraya toplasak olmazsa olmazların içinde olan  Kaynaşlımızın kanayan yarası olan pazaryerini eski kum ocağının yerinin tahsisi yapılıp günümüze uygun her ilçemizde olan modern bir kapalı Pazar yeri haline getirsek yine olmaz ise olmazların içinde olan eski jandarmanın olduğu yere altı ‘’şehir hamamı’’ üstü iş merkezi bir bina yapsak Kaynaşlı merkez ışıkları Karaçalı merkez girişe alt veya üst geçit yapsak makyaj tamamlanacak işte inanın bu insanların yüzleri gülecek umutsuzluktan ümitsizliğe düşen bu insanların içinden öyle insanlar çıkacakki yastık altları oynayacak yeni yatırımcılar yeni müteşebbisler yeni yeni iş kolları doğacak buna siz bile inanımıyacaksınız  yeter uyanın artık  uyanında şu insanların makus kaderi imiş gibi duran kaderi değişsin yüzleri gülsün mutlu olsunlar. Kaynaşlılı biri için Kaynaşlılı olmak bir ayrıcalık olsun  
    Sayın yerel yöneticilerimiz icranın başında olan yöneticilerimiz bunlar bir hayal değil olası işler biz kendi içimizde barışıklığı sağlayıp birlik beraberlik içinde olursak oy kaybetmiyeyeim hatırını kırmayayaın diye 50 veya 100 insanı mutlu edecem diye köy nufusu ile 35 bini bulan şirin ilçemizn şirin insanlarının kaderiyle oynamayın yapılacak iş çok ama çok basit şu yukarıda anlatılanları aciliyet sırasına göre projelendirip ikili ilişkilerimizi sıcak ve samimi tutarak il siyesetinide yanımıza alarak  Ankaraya koşacağız. Allahımızın Türkiyeye bir lutfu olan Dünyanın saygı duyduğu başbakanımız RECEP TAYYİP ERDOĞAN bizi bekliyor. Hemde ekibi ile bakanı, milletvekili, bürokratları , müsteşarları, genel müdürleri, müdürleri, amirleri, memurları ile Türkiyeyi yıkıp adeta yeniden yapan Ak parti hükümetinin bu hizmetkar neferleri yüzölçümü bir avuç olan Kaynaşlımızı göç veren değil göç alan yaşanabilir hayat dolu bir ilçe haline getirebilirler.

    Ben çok şey istemedim çoğunluğun düşüncesini yansıttım olabilirliğine inandığım için önce ALLAH a sonra sizlere güvenerek kaleme döktüm . Saygılarımla

    GELECEKTE HAYIR DUALARI İLE YAD OLMAK ÜMİDİ İLE

                                                                        
                                                                                                        ALAATTİN DİLEK














HASET(KISKANÇLIK

HASET(KISKANÇLIK): Çekememek, başkasında olan sağlık,zenginlik, ve benzeri nimetlerden dolayı rahatsız olarak okişiden o nimetin gitmesini sağlamak; kalpte bulunan ve insanı kötülüklere sürükleyen en önemli ve gayri ahlaki huylardan,özelliklerden, hastalıklardan birisidir.Bilgisizlik ve tamahkarlığın(aşırı mala düşkünlük) birleşmesinden doğar. En çokta akraba ve yakın arkadaşlar arasında görülür. Sayın okurlarım haset zararları itibariyle atom bombasından daha tehlikelidir. Nasılki atom bombası etıldığı yeri mahvedip yok ederse hasette o bomba gibi tehlikelidir, daha da korkunçtur,beladır,musibettir, Bilinizki haset girdiği kalbi mahveder ve yok eder. O kalpte kin,nefret,ve hertürlü kötülük yerleşir ve iyilik namına hiçbirşey kalmaz. Hasedin insana ve topluma vediği zararı saymak mümkün değildir.Bu zararlara geçmeden önce hasedin tarihçesi nedir ne zaman başlamıştır.Haseti kimler başlatmıştır, haset kimlerin işidir. Haset hakkında kuran-ı kerim ne buyurmaktadır. önce bunlara bir göz atalım.Haset ve kibir şeytanın işidir.Şeytanın amelidir, şeytanın yoludur. Haset eden kişi şeytanın dostu,arkadaşı,kankası,yoldaşı,kölesi,askeri,emireri olmuştur. Şeytan kıskançlığı yüzünden meleklerin başı iken cennetten kovulmuş ebedi cehennemlik olmuştur. Buna rağmen kıskançlığına son vermemiş Adem ile havva nın cennette olmalarını kıskanarak binbir hile ile onlarında cennetten kovulmalarına sebep olmuştur. Bununlada yetinmemiş Ademin soyundan kıyamete kadar gelecek tüm insanların cehenneme girmelerini sağlamak için her türlü desise ve hileye başvurmaktadır. Ve başvuracaktır. Bununlada yetinmeyip insanların kalplerine kıskançlıok tohumları ekerek hem kendilerini hemde toplumu mahvetmelerine sebep olmaktadır. HASET AYETLERİ
(Bakara.34-35-36 )”Hani biz meleklere Ademe secde edin demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi. Ve büyüklük tasladı(ve kıskandı) böylece kafirlerden oldu. Biz ey Adem sen ve eşin havva beraberce cennete yerleşin orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yiyin. Sadeceşu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz. her ikinizde kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz. dedik.Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi.ve içinde bulundukları cennetten onları çıkardı.Bunun üzerine bir kısmınız diğerine düşman olarak inin yeryüzüne sizin için barınak ve belli zamana kadar yaşamak vardır. Dedik:”
(Nisa.118-121)Allah onu(şeytanı)lanetlemiş oda yemin ederimki kullarından belli bir pay edineceğim.(bir kısmını kendi yoluma çekecek cehennemlik yapacağım.) demiştir. Onları mutlaka saptıracağım muhakkak onları boşkuruntularaboğacağım., kesinlikle onlara emredeceğimde hayvanların kulaklarınıyaracaklar.(putlar için) nişanlayacaklar. Şüphesiz onlara emredeceğimde Allahın yarattığını değiştirecekler. Dedi.Kim Allahı bırakırda şeytanı dost edinirseşüphesiz apaçık ziyana uğramıştır. Şeytan onlara söz verir ve onlarıümitlendirir. Halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka birşey değildir.İşte onların yeri cehennemdir. Onlar kaçıp kurtulacakbir yerde bulamayacaklardır.”
(isra.61)”Meleklere Ademesecde edin demiştik. İblisin dışında hepsi secde ettiler. İblis ben dedi çamurdan yarattığına secdemi ederim.”
Sayın okurlarım bu ayetlerdende açıkca anlaşıldığı gibi kıskançlık ve kibirşeytanın işidir,sanatıdır,amelidir yani kısakanan ve kibir eden kişi şeytanın ta kendisidir. Nitekim Allah(cc) bakınız ne buyuruyor. (Felek. 1-2-3-4-5)”(guleğuzu birabbilfelek) Deki feleğin(alem) rabbine sığınırım.(kimden Allaha sığınalım)(veminşerri hasidin iza haset)” Haset ettiği zaman hasetcinin şerrinden”(kim bu haset edenler)(minelcinneti vennas)”cin ve insan şeytanları.” Bu ayetlerden de açıkca anlaşıldığı gibi haset edenler yani kıskananlar şeytanın ta kendileridir.Bir insanın hem kıskanç olup hemde cennetlik olması mümkün değildir. Bunu iddia etmek şeytan da cennete girecek demek kadar gülünçtür. Çünkü haset eden kişi sadece şeytan değil aynı zamanda kafir olmuştur. Neden? diye sorarsanız işte cevabı.
(Necm.49)” Zengin kılanda fakir kılanda Allahtır.” KISKANÇ KAFİR GİBİDİR
(Rad. 26) ”Allah dilediğine rızgını bollaştırır, dilediğinede daraltır.”
(Bakara. 105)” Halbuki Allah rahmeti dilediğine verir.
(Yunus. 107)” Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa onu yine ondan başka giderecek yoktur.Eğer sana bir hayır dilerse onun keremini geri çevirecekta yoktur. O hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve o bağışlayandır, esirgeyendir.”
(İsra. 30)” Rabbin rızgı dilediğine bol verir dilediğine daraltır.Şüphesizki o kullarından haberdardır. Çok iyi görür”
(Kasas. 82)”Demekki Allah rızgı kullarından dilediğine bol veriyor dilediğinede az.” Bu ayetlere benzer birçok ayet kuran-ı kerimde mevcuttur. Görüldüğü gibi Allah(cc) Zenginliği ,hayrı ve rızgı dilediği kimselere bol vereceğini dilediği kimseleride fakir bırakacağını bildirirken kıskanç bir insanın Zengini kıskanması Allahın emirlerine karşı gelmek bu ayetleri inkar etmek değilmidir? Allahın takdirine karşı gelmek ayetlere inanmamak şisk değilmidir.Buayetler bize şunu gösteriyorki. Hasidin haset etmesi kıskançların zengini kıskanması onların ellerindeki zenginliğin yok olması için çabalamaları. boşuna gayrettir. Çünkü yukardaki ayetlerde Allah(cc) zenginin elinden varlığını kendi izni olmadan hiç kimsenin alamayacağını açıkça belirtiyor. Yani kıskanç kişi ne kadar çabalarsa çabalasın zengini elinden malını alamaz. Ancak kendine ve topluma zarar verir. Ayrıca Allah(cc) haset etmenin kendisine isyan olduğunu şu ayette açıkca belirtiyor.
(Nisa.54)”Yoksa onlar Allahın lutfundan verdiği şeyler için hasetmi ediyorlar.” Görüldüğü gibi Allahın verdiği nimetleri kıskanmanın Allahın lutfunu kıskanmak olduğunu bildiriyor. KIskanç insanlar aynı zamanda Allahın adaletini beğenmiyor demektir. İşte ayet
(Zuhruf.32)”Bak birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık.” Bu ayette Allah(cc) Dünya düzeninin devamı için , hayatın devamıiçin insanların kimisini zengin kimisinide fakir kıldık buyuruyor. Doğrusu bu değilmi? herkes zengin olsa hizmeti kim yapacak memurluk,ustalık,aşcılık,temizlikcilik,amelilik v.b kim yapacak Dünyanın düzeni bozulur. Herkes fakir olsada öyledir. Öyle ise herkesin zengin olmak istemesi ve kıskançlığı Allahın koymuş olduğu adalete baş kaldırmaktır. İşte kıskancın(hasetcinin) kafir olduğunu bildiren açık ayet.
(Bakara. 120)” Size bir iyilik isabet etse kafirler fenalaşır. Başınıza bir musibet gelse buna da sevinirler.” Demekki ey kıskanç insan neymiş sen kafirmişsin ben kafir değilim diyorsan yukarıdaki ayete bak eğer arkadaşın, akraban, eşin dostun güzel bir ev veya araba aldığında üzülüyorsan ,kıskanıyorsan, eğer akrabanın,arkadaşının,eşinin dostunun başına kötü bir şey geldiği zaman seviniyorsan hiç zorlama direkt kafirsin. Bakara 120 ayeti bir kere daha oku tefsirleri araştır. müslümanı kıskanan kafirdir. vesselam. TARİHTE KISKANÇLIK
(İsra.7)” İyilik edende kendine kötülük edende kendine eder.” Ey bilmeyerek kafir olan kıskanç kişi sen kimseye kötülük yapamazsın çatlasanda patlasanda zengine bir zarar veremezsin ancak kendine ve çevrene zarar verirsin. Hırsından, öfkenden kuduruyorsun. Hasetin ateşi ciğerlerini yakıyor. Ne gece uyku uyuyabiliyorsun nede gündüz kendini işe verebiliyorsun. acılar içinde kıvranıyorsun. Halbuki karşındaki insan varsın zengin olsun sana ne zararı var. ONun zenginliğinden elbet fayda görürsün fayda görmesen bile en azından senden istemez sana zararı olmaz. Aslında akıllı insan düşmanın bile zengin olmasınıister neden? çünkü düşmanın kendi malının derdine düşer de senle uğraşamaz. seni nazarlamaz, seni yıkmak için hileler yapmaz. Kıskançlık gerçekten korkunç bir hastalıktır. Kıskanç insan karşısındakinin elindeki yok olmadıkça huzur bulamaz. Kıskançlık krizlerine girer öyle bir hale gelirki bazen kıskandığıkişiyi öldürmek ister ve bazende gerçekten öldürür üstelik bu öz kardeşide olsa .Tarihte ilk adam öldürme kıskançlık yüzünden yaşanmış üstelikte öz kardeşkardeşini öldürmüştür. Bu olay Kuran-ı kerimde şöyle geçmektedir.
(Maide 27-30)”Onlara ademin iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat. Hani birer kurban taktim etmişlerdide Birisinden kabul edilmiş birisinden kabul edilmemişti.Kurbanıkabul edilmeyen kardeş kıskançlık yüzünden andolsun seni öldüreceğim dedi.Diğeride Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder dedi.Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye itti . Ve onu öldürdü bu yüzdende kaybedenlerden oldu.”Görüldüğü gibi kıskançlıok öyle tehlikeli bir hasatalıktırki öz kardeşini hiç acımadan öldürebiliyor. Bu ayettende anlıyoruzki kıskançlık en fazla kardeşler arasında vuku buluyor. Çünkü en fazla çıkar çatışması kardeşler arasındadır. nitekim Yine paygamber çocukları olan Hz yakubun oğulları öz kardeşleri yusufu ölsün diye kuyuya atmışlardır. Bu mesele kuarn- kerimde şöyle geçer.
(Yusuf.7)”Andolsun yusuf ve kardeşlerinde almak isteyenler için ibretler vardır.Kardeşleri dedilerki yusufla kardeşi bünyamin babamıza bizden daha sevgilidir. Halbuki biz kalabalığız. Şüphesizki babamız büyük bir yanlışlık içindedir. Aralarında dedilerki yusufu öldürün veya onu uzak bir yere atınki babamızın teveccühü(sevgisi) yanlız size kalsın”. İşte bu ayetlerde bize gösteriyorki kıskançlık en fazla kardeşler arasındadır.. KISKANÇLIK ÇEŞİTLERİ
Haset çirkin huyların en zararlılarındandır. Bütün insanlarda bulunabilir ancak derece derecedir.Kimi insanda bir an için gelir hemen geçer, kimi insanda ise iyice kalbe yerleşir.Haset genellikle bir nimete karşı olur. Allah(cc) bir insana bir nimet bağışladığı zaman diğer insanda şu iki şeyden biri olur. 1-O nimeti çok görerek o nimetin gitmesini istemek buna haset etmek denir.2- O nimetin gitmesini istememek ve o nimettten kendisininde olmasını istemektir. Bunada gıpta denir. Gıpta günah değildir. Mümin gıpta eder. kafir ise haset eder. gıpta etmek toplumun ilerlemesiiçin gereklidirde çünkü nimete kavuşmak için çalışma ve gayret vardır. Demekki burada önemliolan karşındakinin malının yok olmasını istememektir. Yoksa o maldan benimde olsun demek ve olması için çaba göstermek haset olmaz. günahta olmaz. gıpta ile haset birbirine karıştırılmamalıdır. Hasetin en ağırı sadece bende olsun başka hiç kimsede olmasın durumudur ki bu son derece tehlikelidir. Haset eden kişinin neyi kıskanacağını kestirmek mümkün değildir. O kadar saçma sapan şeyleri kıskanırkişaşırırsınız. Toplum tarafından hiç değeri olmayan şeylerede haset edilir. Veya gayet normal şeylerede haset edilir. Mesela eşinizle gayet doğal olarak evinizin bahçesinde oturmuş çay içiyorsunuz. Bunu kıskanan komşu kadınlar vardır. Kıskanç insanın kıskanmayacağı hiçbir şey yoktur. Kaldıki kıskanç insan sadece kendinde olmayanı değil kendinde olanıda kıskanır. Mesela kendisinin evi vardır. Ama başkasının evini kıskanır. O evin kendi evinden daha güzel veya büyük oması gerekmez. O ev kendi evinden küçük ve adi olsada O kimki ev yapıyor. Nasıl yaptı bu maaşla bu evi der kıskanır. Sadece kendisinin evi olmalıdır. Başkasının evi olmamalıdır. Eve arabaya tek layık odur. Başkalarıbunlara sahip olmamalıdır. Kendisi herkesten varlıklı olmalıdır. En üstün o olmalıdır. Herkes kendisinden düşkün olmalı herkes ona muhtaç olmalı herkes karşısında eğilmeli ona yalvarmalı oda yardım etmeyerek reddederek egosunu tatmin etmelidir. Bu zevki yaşamalıdır. Demekki hasit kişiler fakir kişiler değil dünyaya tapan kişilerdir. Allah korkusu olmayan kişilerdir. Mal ve parayıilah edinen kişilerdir. Kendilerini beğenmiş gururlu kibirli kişilerdir. Kıskançlık sebeplere belki binlercedir. nimet,sevgi,itibar,miras,mevki,güzellik,servet,çevre v.b sebeplerdir. Sayın okurlarım kıskançlığın atom bombasından daha tehlikeli olduğunu söylemiştim. Bunu biraz açmak istiyorum. Bugün bir köy,bir şehir, bir ülke kalkınamıyorsa bilinizki ilk sebebi kıskançlıktır. Bir köyde muhtar,birşehirde belediye başkanı, bir ülkede başbakan hizmet yapmak istese muhalefet tarafından hemenengellenir. Sebep çok haincedir. hizmet eden muhtar,belediye başkanı,başbakan halkın gözünde sevilir ve tekrar seçilir. Seçilmemesi için hizmeti engellenmelidir. İşte olan o köyde ,şehirde ve ülkede yaşayanlara olur. KISKANCIN ACI SONU
Kıskanç olan kişi kıskandığı şeyin yok olması için elinden gelen herşeyi yapar. Her türlü riske girer,her türlü tehlikeye gözünü kırpmadan atılır.Bu uğurda parasını,malını,vaktini,zamanını, canını,şerefini,haysiyetini herşeyini hiç çekinmeden riske atar. Artık ona odaklanmıştır. Öyle huzursuz olurki gece sabahlara kadar gözüne uyku girmez. Sanki bir ateş kalbini sarmış cayır cayır yanmaktadır. Öyle bir ateşki söndürmek mümkün değil. O ateşi söndürmenin tek yolu Kıskanılan şeyin yok olmasıdır. Bu olmayınca kıskanç kişinin morali bozulur. huzursuzluktan doğru dürüst yemek yiyemez, işiyle ilgilenemez. çoluk çocuğuyla ilgilenemez. İşinden olur ,eşinden olur. Kendini içkiye ve kumara verir kendini perişan eder. Fakat bir türlü kalbindeki kıskançlık ateşi sönmez. serseri mayın gibi ortalıkta dolaşır. kızar, sinirlenir,kırar düker, küfreder Allaha isyan eder. günahkar olur. hatta kafir olur dinden çıkar. Ama ne yapsa nafiledir. O ateş içinden gitmez. Hatta dahada büyür çünkü uğruna herşeyini işini,eşini,çocuğunu,akrabasını,arkadaşlarını,dostlarını,sağlığını,dünaysını ve ahiretini kaybettiği şey hala karşısında dim dik durmaktadır. O halde artık yapılacak tek şey vardır. Kıskanılan şeyi yok emek yani karşısındakini öldürmek oda öyle yapar. kıskandığı kişiyi öldürür. ve hapse girerek rahatlar. Kıskanç insan gerçekten saatli bomba kadar tehlikelidir. Kıkançlığı yüzünden hapislerde çürüyen binlerce mahkum vardır. Şimdi akla iki soru gelir. 1- kıskancınşerrinden nasıl korunabiliriz.2- kıskanç olan insan bu dertten kurtulmak için ne yapmalıdır. Kıskancın şerrinden kurtulmak için çareyi kuran-ı kerim veriyor.(Felek.5)(veminşerri hasidin iza haset)”Haset ettiği zaman hasidinşerrinden Allaha sığının.”Görüldüğü gibi kıskançlık son derece tehlikelidir ve zararı son derece fazladır. Yani kıskanan adamın kalbindeki kıskançlık ateşini nasıl söndüreceksiniz. Size vereceği zararı nasıl önleyeceksini ki Kıskancın verdiği zararın en hafifi malı veya kişiyi nazar etmektir. Dolayıısıyla hem maddi hemde manevi birçok zararları olabilir. O nedenle en önemli tedbir Allaha yalvarmak yakarmaktır.Allaha sığınmaktır. Birde kıskançlık şiddetini azaltmak için çaba gösterilebilir. Mesela onun kıskanacağı malı veya eşyayı veya durumu saklamak , ona göstermemek, Veya ondan bu kişiyi faydalandırmak misal araba aldıysanız onuda arabınıza bindirmek gibi, Ona kareşı mütevazi olmak hava atmamak, övünmemek kıskaçlık ateşini hafifletebilir. ama ne yazıkki günümüz insanı her yaptığı işi karşısındakini kıskandırmak için yapmaktadır. Herkes özelliklede kadınlar hava atma peşindedir. Başkalarını kıskandırma peşindedir. Bunu yapmamalıdır. Elimizdeki nimetin birde külfeti olduğunu bu varlığı ele geçirmek için çekilen sıkıntıları , verilen çabaları ve fedekarlıkları anlatmak bu verlığı kazanmak için nasıl gece gündüz çalışmak zorunda kaldığınızı. Ne kadar büyük borca girdiğinizi anlatmakta fayda vardır. Unutmayalımki kıskançlık bir hastalıktır. bizlerde bu hastaların iyileşmesi için çaba göstermeliyiz. Atalarımız fırından aldıkları ekmeği bile gizleyerek taşırdı neden? evine ekmek götüremiyen kıskanmasın diye Ama bugün biz ne yapıyoruz. Başkalarınıkıskandırmak için milyarlaraca borca girip lüks arabalar almakta , hava atmak için sürekli evin eşyasını değiştirmekte israf etmekteyiz. buda toplumu israfa teşvik etmekte tpoplumda huzur kalmamaktadır. KISKANÇLIĞA ÇARE
Halbuki peygamberimiz(sav) ve sahabiler ve onlardan sonraki alimler,evliyalar, zenginler fakirin evinde olmayan bir şeyi kendi evlerine koymamışlar, fakirin binemediği bineğe binmemişler. Fakirin yemediği yemeği sofralarına koymamışlardır.Daima fakire mütevazi davranmışlar onları küçük görmemişlerdir. Herzaman onların yanında olmuş onalara yardım etmişlerdir. Böylece o korkunç atom bombasında tehlikeli kıskançlığı önlemişlerdir. Halbuki bugün böylemidir. maalesef böyle değildir. Kıskanç insana nasihat etmeli, bu dünyanın gelip geçici olduğunu malın,güzelliğin,makamın,herşeyin geçici olduğunu anlatmak gerekir.
Kıskanç olan insan bu hastalıktan nasıl kurtulur. Kıskan olan insan ilk önce herşeyin geçici olduğunu kafasına yerleştirmelidir. Ve şu ayeti sürekli aklında tutmalı unutmamalıdır.(Enam.32)”Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka birşey değildir. Allahtan korkanlar için ahiret yurdu. elbette daha hoştur. güzeldir.”Yine başka bir ayet (hadid.20)”Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlilikten ibarettir.” İşte insan bu dünya hayatının ve içindeki nimetlerin geçici olduğunu hatırından çıkarmazsa kıskançlığı azalabilir. Her nimetin ayrıayrı hesabının verileceğini bu nimetin nasıl kazanıldığını,nasıl harcandığındığını, zekatının verilip verilmediğini.nerelere harcandığınımutlaka soracağını aklından çıkarmamalıdır.Ayrıca şöyle düşünmelidir. Çok şükür akrabam,arkadaşım,dostum , komşum bana muhtaç değil onlar muhataç olsalar onlara yardım etmek zorunda kalacaktım. yardım etmesem hem vicdanım,hem toplum hemde allah katında mesul olacaktım. Bunuda düşünmesem bile benim mallarımda gözleri olduğunu sanıp malımı nazarlamalarından,çalmalarından veya zarar vermelerinden korkacaktım ,çekinecektim, tedirgin olacaktım.Rahatım huzurum kaçaçaktı. Servet insana meşguliyet,ızdırap,çalışma,korku,stres verir. Atalarımız Allah benden önce komşuma versin boşuna dememişlerdir. OLandan zarar gelmez. Komşunda araba varsa kıskanacağına memnun ol hasta olursan seni hastaneye götürür. beliki gezmeye götürür. Yolda kalırsan arabasına alır. Sana hiçbir faydası olmasa bile sana yük olmaz sendenaraba istemez, onu hastaneye getirip götürmek zorunda kalmazsın, yolda kalırsa almak zorunda kalmazsın, En önemliside senin arabana heves edip nazarlamaz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kıskançlığı önleminin bir başka yolu dertsiz insanın olamayacağınıherkesin kendine göre bir derdi olduğunu herkesin imtihanın başka başka olduğunu bilmektir. Hz. süleyman(as) zenginlikle,makamla,şöhretle imtihan edildi. Öteki peygamberler fakirlikle imtihan edildiler. Dolayısıyla zenginlerinde nice dertlerinin olabileceğini hatırdan çıkarmamalıdır. Mesela Sakıp sabancının tek oğlu felçli idi Bütün televizyonlara beyanat verdi. Dediki Benim oğlumu kim araba sürecek kadar iytiyleştirirse bütün arabalarımı ona bağışlayacağım. Ve bunu noter huzurunda yapacağım. Demekki Türkiyenin en zengini olmak birşey ifade etmiyor. çocuğun sağlam olmadıkça. Yine en zenginlerimizden Vehbi koç 3 öğün sadece haşlama patetes yiyebilirdi oda sadece 4 adet demekki zenginlerin derdi var. hele zenginlerin derdi gerçekten çok gece uyku yok yarınki çekim ne olacak acaba çekimi senedimi ödeyebilecekmiyim. Acaba malım çalınırmı, velhasıl gece uyku yok sabah koşturma stres sıkıntı çalışma bayram yok tatil yok ha babam çalış. Fakir gerçekten haline şükretmelidir. Kaldıki kazanılan bu malın ayrıca hesabı vardır. Dolayısıyla haline şükretmek insanın kıskanmasını önler.Kıskançlığın başta ayetlerde belittiğimiz gibişeytanın işi olduğunu ,kafirlerin işiolduğunu, katillerin işi olduğunu hatırlayıp yarabbi beni bu korkunç kıskançlık hasatalığından kurtar diye dua etmelidir.Belki bu sayede kıskançlık hastalığından kurtulunur. ve şu dua yapılmalıdır.Yarabbi bana hikmet ver ,beni iyiyler arasına kat,Yarabbi kalbime genişlik ve ferahlık ver.Beni nefsimin ve şeytanın şerrrinden muhafaza eyle diye dua etmelidir. HASETİN SEBEPLERİ
HADİS:(layectemiğulimanu vel hasedu fi kalbi ğabdin ebeda)”İmanla kıskançlık kulun kalbinde asla bir arada bulunmaz. Biri girerse öteki çıkar”(buhari-müslim) Bu hadisi şeriften de anlaşılacağı gibi kıskanç insan imansız insandır.
HADİS:”Haset imanı ifsat eder.” Yani imanı bozar kişiyi imandan çıkarır.
HADİS:”Birbirinize buğz etmeyiniz. birbirinize haset etmeyiniz.birbirinize sırt çevirmeyiniz.yekdiğerinizlealakayı kesmeyiniz. Ey allahın kulları kardeşolunuz.”’
HADİS:(emyehsurune ennase ala ma ata humullah)”Hasetten sakının zira haset ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi amelleri yakıp kül eder.” Bu hadiste haset eden kişinin yapmış olduğu bütün ibadetlerin sevapların hayırların tamamen yok olacağı bildirilmektedir.”
HADİS:”Sizden önceki kavimlerin hastalıkları olan kıskançlık ve kin besleme hastalığı sizlerede bulaştı. Bunlar bi
r cemiyetin dirlik ve düzenini kökünden kazıyan keskin bir usturaya benzer.Ustura demekle elbette sizin saçlarınıuzı kazır demek istemiyorum. Bu kötü huylar dinininizi kökünden kazıyacaktır. Canım kudret elinde olan Allaha yemin ederimki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. (buharı- Müslim.)Kıskancın başına gelebilecek felaketler.
1-Kıskançlık ibadet ve taatin sevabını kaldırır.
2-kötülük yapmaya sürükler.dedikodu,alay etme,yalan,iftira,küfür,nazar, gibi
3-Peygamberimizin şefaatinden mahrum olur.HADİS:”kıskançlık eden bizden değildir.”
4-cehenneme girer
5-başkalarına zarar verir.
6-kederlenir üzülür,strese girer kendine zarar verir.
7-Kıskançlık kalbi öldürür.
8-Kıskanç kimse hiçbir alanda başarılı olamaz.
Herkesi memnun etmek mimkündür ancak kıskancı memnun etmek asla mümkün değildir.Zira o kıskandığı şey yok olmadıkça memnun olmaz.
Haset etmenin 7 sebebi vardır.
1-Düşmanlık: herhangi sebeple düşman olan kişi düşmanını kıskanır.
2-Kibir: Kibirli olanlar kıskançtırlar.
3-İşini gördürme hizmet ettirme : Emrinin altındakininb emrinden çıkacağınısanıp kıskanırlar.
4- piyango çıkanlarlare kıskanılır.
5-Aynı şeyi paylaşanlar: iki kardeş iki kuma gibi. bunlar birbirini kıskanırlar.
6-En üst kademede olma arzusu: Bu kişiler kendi seviyelerinde olanlarımüthiş kıskanırlar.
7-Nefsi emmare sahibi olanlar: Bu kişiler heva ve heveslerini kendilerine tanrı edinmişlerdir. Hasetlik,kin ve her türlü şer kanlarına işlemiştir. herkesi ve herşeyi kıskanırlar. EDEN KENDİNE EDER
Kıskançlıkla ilgili iki hikaye anlatıp bitirmek istiyorum. Alimin birisi padişah tarafında çok iltifat görmekte buda padişahın vezirini kıskandırmaktadır. Vezir birgün padişaha derki padişahım o alime çok değer veriyorsun ama o senden iğreniyor. Tekrar gelirse dikkat et bak sana yaklaştığızaman eliyle burnunu kapatacaktır. der. Sonra alimin yanına gider. Alimi yemeğe davet eder …ve ona ısrarla sarmısak yedirir. yemekten sonrada tembvih eder derki sakın ha padişahın yanına yaklaşma sarmısak kokusundan nefret eder der. Padişah alimi çağırır. alim huzura gelir. padişah yaklaş bakalım der. fakat alim yaklaşmak istemez. ısrar edince eliyle ağzını kapatır. öylece padişaha yanaşır. Padişah vezir haklıymış bu beni iğreniyor der. Alimin eline bir zarf verir. bunu falanca kişiye ver sana hediye verilecek der. Alim sevinçle dışarıçıkar. Dışarda vezir o zarf nedir diye sorar alimde padişahın yaptığıhareketten çok hoşlandığını sarmısak kokusunu ona geçirmediğim için çok memnun kaldığını bu nedenle de bu zarfı falancaya getirip hediye almamı söyledi der. Vezir alime sen padişahtan her zaman hediye alırsın zarfı bana ver der alim veziri kırmaz. zarfı vezire verir. Bir zaman sonra alim padişahın huzuruna varır. Padişah şaşırır. Alime zarfı ne yaptın diye sorar. Alim zarfı vezirin istediğini ona verdiğini söyler.Padişah derki zarfın içinde ne yazdığınıbiliyormusun Hayır bilmiyorum der. Zarfın içinde bu zarfı getireni öldür diye yazıyordu. Vezir öldü der. Sonra niçin ilk seferde benden iğrendinde şimdi iğrenmiyorsun diye sorar. Alimde durumu anlatır. Vezirin kendisine sarmısak yedirdiğini sonrada sakın padişahın yanına yaklaşama dediğini söyler. Padişah oh olmuş kendi kazdığı tuzağa düştü diyerek hem padişah hem alim şükrederler.İkinci hikayede şudur.
Komşunun biri komşusunu aşırı kıskanmaktadır. Birgün tarlaya giden komşusuna börek yapar ve böreğin içine zehir koyar. Komşusu tarlaya gider. tarlada çalışırlarken komşunun askerdeolan oğlu tarlaya uğrar. Kendilerine aç olduğunu söyler. Onlarda annesinin kendilerine börek hediye ettiğini onu yiyebileceğini söylerler. Genç böreği yer ve ölür. Akşam komşu eve gelince komşusuna oğlunun askerden geldiğini tarlaya uğrayıp verdiği böreği yediğini söyler. Komşu kendi elleriyle kendi oğlunu zehirlemiştir. Evet sayın okurlarım kıskanç insanlar en fazla kendilerine ve çevrelerine zarar verirler. Duayla konuyu bitirmek istiyorum. Yarabbi kıskançlıktan ve kıskançların şerrinden bizleri muhafaza eyle. İRFAN AKDOĞAN