DEDİKODU EN BÜYÜK GÜNAHTIR
Sayın okurlarım. Biz müslümanların en fazla işlediği günah ; Üstelik günah olarak görmediğimiz. En büyük günah dedikodu. O kadar büyük bir günah ki , Kuran-ı Kerimde Allahın hiç bir günah için kullanmadığı , dahası Kuran-ı kerimin tamamı olan 6666 ayetin 6665 ayetinin hiçbirinde olmayan bir uslupla ve aşağılama ile yasaklanan bir günah.Korkunç bir günah ve en önemlisi kul hakkı ve dahada önemlisi Hacısının,hocasının,ihtiyarın,gencin,çocuğun,büyüğün,kadının,erkeğin,herkesin istisnasız hepimizin her yerde ve her zaman işlediği ve en çok işlediği bir günah.Müslümanların en fazla ve işlediği günah nedir? diye soran olursa cevabı kesinlikle şeksiz ve şüphesiz. dedikodudur. Müslümanların sorumlu oldukları yedikleri en büyük kul hakkı hangisidir? diye sorulacak olursa kesinlikle dedikodudur. Müslümanların günah olarak görmediği günah hangisidir? diye sorarsanız kesinlikle dedikodudur.Hocam biraz abartmıyormusun? diyebilirsiniz, abartıp abartmadığımı yasacağım ayette anlayacaksınız. İşte korkunç ayet.(Huccurat.12)”Ey iman edenler.Zandan kaçının zira zannın çoğu haramdır.Birbirlerinizin kusurlarını araştırmayınız. Birbirinizi başkasının arkasından çekiştirmeyin .Kim ölü kardeşinin etini yemekten hoşlanır.Tiksindiniz öyle değilmi?..” Aman Allahım bu ne büyük uyarı (vela yeğtab bağzukum bağza eyuhibbu ehedukum eyyekule lehme ehihih)Birbirinizi arkadan çekiştirmeyin bunu yapmak arkasından dedikodusunu yaptığın kişinin ölüsünün etini yemektir.Yani ha adam öldü gittin adamın ölüsünün etini çiğ çiğ ısırdun yedin hada arkasundan konuştun aynı şety diyor Allah(cc) ve ekliyor bu size çok çirkin geldi tiksindiniz öyle değilmi.? o halde dedikodu yapmaktan da öyle tiskinin.Bu çok çirkin çok korkunç günahtan vazgeçin .İnsan eti yiyen yamyam olmayın diyor biz insanlara bu günahın çirkinliğini daha nasıl anlatılır. Sayın okurlarım kanınız dondu. Şaşırdınız öyle değilmi? Ama siz şimdi şöyle söylüyorsunuz. Ki çoğumuz böyle söylüyor iyi ama ben yalan konuşmuyorum ki onun yaptıklarını söylüyorum. Evet onun duyduğu zaman hoşuna gitmyecek şeyi arkasından söylemendir dedikodu. Zaten eğer söylediğin o kişide yoksa o zaman iftira atmış olursun.Ki ikinci bir günah işlemiş olursun.Evet sayın okurlarım artık ayrıntılara girelim.
GIYBET:Bir kimsenin arkasında(gıyabında) hoşalanmayacağı bir söz söylemek,arkadan çekiştirmek, Başaka bir ifade ile kendimize söylenmesini istemediğimzi duyduğumuzda üzüleceğimiz,rahatsız olacağımız bir şeyi başkalarının arkasından söylemektir.Gıybet sadece söz ile olmaz.orada olmayan kişinin bedeni ,soyu,sülalesi,nesebi,ahlakı,işi,dini,dünyası,elbisesi,evi,bineği,v.b şahsa ait herhangi birşey dedikodu konusu olabilir.mesela gözün şaşılığı,saçların döküklüğü,uzun veya kısa boyluluk,siyah veya sarı renkte olmak,topal veya herhangi bir sakatlığı olmak,saf, iyiniyetli olmak,sert, veya ciddi olmak,çüpçü veya amele olmak,köylü olmak,bilgisiz olmak,cahil olmak,anlayışsız olmak,güzel yürümemek,yemeğine veya elbisesini kınamak gibi . kısacası duyduğu zaman kişinin üzüleceği herşey dedikodur. Peygamberimiz(sav) böyle tarif etmiştir.HADİS’:'Gıybet kardeşini hoşuna gitmeyecek şekilde anmandır.(tirmizi.birr.23)Sayın okurlarım gıybet sedece dil ile olmaz. kaş göz işareti ile ima veyazı ile hareketle yapılan şeyde gıybettir.Peki ama neden Cenabı hak hiçbir günah için bu kadar ağı rifadeler kullnmıyorda mesela adam öldürne,zina,kumar,içki hangi günahı aklınıza getirirseniz getirin . hiçbir günahı gıybet kadar şiddetle kınamamıştır. nedeni nedir? Elbette bunun bir nedeni vardır. Evet bunun nedeni günahların tamamından daha büyük günahtırda ondan . Ama nasıl olur demeyin . Bir düşünün dostlukların bozulması,akrabaların birbirine düşman olması,arkadaşlıkların düşmanlığa dönmesi,karı kocanın boşanması,ailede huzursuzluk olması,kin ,nefret,düşmanlık,ve hertürlü kötülüğün sebebi gıybettir.Dahası devletlerin birbiriyle savaşmasıda bundandır. Demekki bütün kötülüklrin anası gıymetmiş. evladı ana babaya ana babayı evlada,akrabayı akrabaya,arkadaşı arkadaşa,kadını erkeğe erkeği kadına düşman eden şey gıybettir.Toplumların huzurunu bozan insanların psikolojisini bozan hastanelere düşüren,ağlatan ,üzen,insanları birbirine vurduran kimini mezara kimini hapse koyan çocukları yetim, kadınları dul bırakan gıybettir.Gıybet olan toplumda ne huzur kalır ne birlik beraberlik kalır.
SÜNNET VE VACİP OLAN GIYBET
Sayın okurlarım arkadan konuşmanın yani gıybet yapmanın (farz,vacib,sünnet,müstehap,mübah,haram,caiz ve şirk) olduğu yerler vardır. Şimdi bunları görelim.
1-SÜNNET OLAN GIYBET: Facir olan,fasık olan, günahlarını açığa vurmaktan çekinmeyen, alenen günah işleyen,günahlarını gizlemeyen ve böyle tanınmaktan rahatsız olmayan, hatta bununla öğünen kişilerin şerlerinden müsl…ümanların zarar görmesini engellemek için onların gıybetini yapmak caizdir. Hatta sünnettir. Nitekim Peygamberimiz(sav) şöyle buyurur.
HADİS”:Faciri konuşmaktan korkmayınız.onun bütün hallerini ortaya çıkarıp açıklayınki herkes tarafından tanınsın. Onun yaptıklarından konuşunuzki insanlar ondan sakınsınlar.” Görüldüğü gibi böyle insanların gıybetinin yapılmasını peygamberimiz(sav) bize emrediyor. Dinimiz günahlarını gizli işleyenlerin kusurlarını ve günahlarını açığa çıkarmayı kesinlikle yasaklamıştır. işte günah olan haram olan gıybet budur. çünkü gizli günah işleyen kişi günahı duyulursa o kişi mahçup olur.Rahatsız olur. Acı duyar. Kaldıki gizli işlediği günahı nasıl olsa herkes duydu diye bu günahı açıktan işleye başlaması ve günahını çoğaltması ve başkalarına kötü örnek olması tehlikesi vardır. Halbuki açıktan günah işleyen kişinin başkalarına zarar vermesini önlemek ves akındırmak içindir. sakındırma iki türlü olur.1-Eğer arkadaşınız,dostunuz,akrabanız, o facir ve fasıktan habersiz ise ve onu iyi bir insan olarak tanıyorsa ;Arkadaşınızı,dostunuzu,akrabanızı uyararak tehlikeye atılmasını önlemiş olursunuz.2-Eğer Arkadaşınız,dostunuz,akrabanız, O kişinin facie ve fasık olduğunu bile bile onunla arkadaşlaık yapıyorsa , yaptığının yanlış olduğunu,ondan kendisine zarar geleceğinin,Kötü insanlarla arkadaş olanın toplum nazarında değerinin düşeceğini,kendisininde aynı o kişi gibi algılanacağını,ve aynı kefeye koyulacağını , ve en önemlisi kendisininde aynı günahları işlemeye başlayacağını söylemiş olursunuz. görüldüğü gibi facirlerin, fasıkların dedikodusunu yapmak dine katkı yapmaktır. Çünkü günahların çoğalması engellenmektedir.Günümüzde şunu görmekteyiz. Adam alenen toplumda günah işliyor. mesela içki içiyor,kumar oynuyor,faiz yiyor üstelik bunları yapmaktanda hiçbir rahatsızlık duymadığı gibi bununlada öğünüyor. Sonra onun arkasından içki içiyor,kumar oynuyor dediğiniz zaman sen benim dedikodumu yaptın. Günahımı aldın diyor. Yok öyle 3 kuruşa beş köfte senin günahlarını yüklenirdim bunu alenen değil gizlice yapsaydın . sapla samanı karıştırmayalım lütfen. Netice sayın okuyucularım böylelerinin gıybetini yapnak değil günah olmak sünnettir yani peygamberimizin emridir.merak edenler veya inanmayanlar. Riyazü ssalihin(900-1000) bakabilirler.(buhari ve müslimin en sahih hadislerinin toplandığı hadis kitabıdır.)Bakabilirler.
2-VACİP OLAN GIYBET: Gıybet etmek müslümanların,insanların,toplumun,malını,ırzını,canını, namusunu korumasını sağlayacaksa bu gıybeti yapmak müzlümanın üzerine vaciptir.Mesela hovardılığı ile bilinen kadınlara düşkün ,birisinin dostuna yada arkadaşına yada akrabanın evine sık sık girip çıkması halinde o kişileri uyarmak ve o kişinin kadın düşkünü olduğunu söylemek gıybetini yapmak vaciptir. Çünkü arkadaşınızın ,dostunuzun,akrabanızın namusunu ırzını korumak sizin üzerinize borçtur. veya hırsızlığı ile tanınan birinin dostunuzun evinin veya dükkanın yakınlarında olduğunda o kişinin hırsız olduğunu uyarmak senin üzerine vaciptir. Yanlız burada dikkat edilmesi gereken şey bu kşinin hırsız olduğunu veya hovarda olduğunun sizin tarafınızdan kesin bir bilgiye dayanmış olması lazımdır. yoksa yapılan dedikodulardan yola çıkarak kimseyi hırsızlıkla veya hovardalıkla suçlmamız mümkün değildir o azaman iftira atmış oluruz. bir başka dikkat edilmesi gereken hususta arkadaşınıza zarar vermesinden emin olmanızdır. Ona zarar vermeyeceğini bile bile gıybetini yapmak elbette haram olur.
MÜSTEHAP OLAN GIYBET:
Sayın okurlarım Arkadaşınızı öldürmye niyeti olduğunu bildiğiniz bir kişinin gıybetini yapmak yani arkadaşınızı uyarmak sizin üzerinize vaciptir.Dedikodu olmasın diye arkadaşınızı uyarmamak olurmu?HADİS:Kays kızı fadime demiştirki Resulullah(sav) geldim. Ebu Cehm ve Ebu Süfyanın oğlu Muaviye bana evlenme teklif ettiler.Bu ikiki hakkında ne buyurursunuz dedim. Resulullah(sav) Muaviye malı bulunmayan bir fakirdir. Ebu cehme gelincew Çomağı omuzundan indirmez. karısını çok döver buyurdu. ”(buhari-müslim9 Görüldüğü gibi peygamberimiz bu kadının istkbalini,geleceğini ,namus ve ırzını korumak için bir diyemem gıybet yapamam dememiştir.Damat adaylarının huylarını vr niteliklerini açıkca bu kadına söylemiştir.İşte müslümanların ırzını,canını,malını korumak maksadıyla yapılan gıybat caiz hatta vaciptir.
3-MÜSTEHAP OLAN GIYBET:Gıybet eden kişiyi gıybet edilenin şerrinden ,zulmunden,zararından,kurtaracaksa, bu kişinin gıybetini yapmak müstehaptır.Çünkü o zalimin zulmunden kurtulup hem kendisi rahat etmiş hemde başkalarının zulme uğramasını engellemektedir. Mesela evladı ana babasına, memuru amire,işciyi patrona, yani zulmeden kişiyi bu zulmunden vazgeçirecek kişiye gıybet edilmesi günah olmaz. Çünkü amaç hem şikayet edileni yaptığı o zulumdan kurtarmak ki bu ona iyiyliktir. hem babayı,anayı,patronu,amiri uyarmak ki hiçbir baba çocuğunun,hiçbir patron işçisinin,hiçbir amir memurunun kötü olması istemez ve bundan da son derece zarar görür ve rahatsız olur , Dolayısıyla bu kişileri de haberdar ederek zarar etmelerini engelleme çabası vardır. Hemde zararlı olan çocuk,memur,işci ve zararlının başkalarına zarar vermesini önleme çabası vardır. Tabi her zaman olduğu gibi burdada niyet önemlidir.Kızkançlıktan veya bir çıkar dolayısıyla çocuğu babaya ,memuru amire,işciyi patrona şikayet etmek en büyük günahtır çünkü bu kişiler şikayet edilene direkt zarar verme cezalandırma yetkileri olan kişidir. Haksız yere yapılan şikayet en büyük günahtır. dikkat edeilmesi gereken bir hususta şiklayet edilen babanın,patronun veya amirin şikayet edilen kişiye sözünün geçmesi olmalıdır. Yoksa babasının sözünü dinlemeyeceğini bildiğiniz ,çocuğu şikayet,amirinin sözünü dimlemeyeceğini bildiğiniz memuru şikayet caiz olmaz haram olur. çünkü sizin amacınız kötülüğü önleme değil o kişiyi babasının,amirinin,patronunun gözünden küçük düşürmektir. ve bu elbette haramdır.HADİS:Ebu süfyanın karısı hind. peygamberimize gelerek Ebu süfyan son derece cimri bir adamdır.O kendisinin haberi yokken aldığımdan başka bana ve oğluma yetecek birşey vermiyor.Diye şikayet etti. Peygamberimiz(sav) kadına sana ve oğluna yetecek kadar alabilirsin buyurdu.” Görüldüğü gibi Peygamberimiz(sav) kadına neden kocanın gıybetini yapıyorsun demiyor. Aksine sorununa çare buluyor. Haklı olanın ,haksızlığa uğrayan hakkını almak için gıybet edebilir.HADİS:” Haklı olan için hakkını aramak vardı.
HARAM VE ŞİRK OLAN GIYBET
4- HARAM OLAN GIYBET: Kıskançlık,kibir,düşmanlık,menfaat,alay,şaka,veya herhangi bir sebeple niyeti orda bununmayan şahsın ırzına,malına,canına,sülalesine,maddi ve manevi varlıklarına,dil uzatarak onun haysiyet ve şerefiyle oynamak, onu toplum nazarında küçük düşürmek,ona herhangi bir şekilde zarar vermek. kastıyla,ve niyetiyle,gıybet etmek haramdır.İşte Cenmabı hakkın huccurat suresi .12.ayette yasakladığı gıybet budur. Sürekli belirttiğimiz gibi Allahın haranm kılması kullarını Dünya ve Ahirette korumak içindir.Yoksa bütün insanlar sürekli gıybet etseler. Ancak kendilerine ve birbirlerine zarar verirler.
5-ŞİRKE GÖTÜREN GIYBET: Sayın okurlarım baştan beri saydığımız ve sayacığımız. haram olmayan gıybete haram demek ,veya haram olan gıybete haram değil demek, Haşa Kendini Allahın yerine koymak yani haram kılmadığını haram , haram kıldığınıda helal kılmak olurki Allah korusun insanı küfre, şirke götürür. daha önece açıkladığımız gibi yaptığı gıybete bu gıybet değil olanı söylüyorum demek gibi.
6-FARZ OLAN GIYBET:ayeti kerimelerde buyrulduğu gibi mesela şu ayet (tevbe.71) ”Mümin erkeklerde ,mümin kadınlarda ,birbirlerinin velileridir.Onlar iyiği emreder. kötülüklerden alıkoyarlar.”ve hadisi şeriflerde HADİS: Peygamberimiz(sav) buyurduki .Bir kötülük gördüğünüzde ona elinizle mani olun , Eğer elinizle mani olamıyorsanız, dilinizle mani olun, dilinizlede mani olamıyorsanız. Bunada gücünüz yetmiyorsa kalbinizle buğzedin.(buhari-müslim) İşte bu emirlerden dolayı müslüman olmayan bir kişinin müslüman olmadığını onu müslüman yapma ihtimali bulunan kişilere onun gıybetini yapmak farzdır. Çünkü o kişinin müsüman olmasına vesile olmak gibi son derece sevap bir ihtimal vardır. Ama herzaman söylediğimiz gibi hüsnü niyet şarttır. Niyetin halis olması gerekir. Maksat o kişiyi müslüman yapmak olmalıdır.
7-MÜBAH OLAN GIYBET: Bazen öyle olurki gıybeti yapılan kişinin gıybeti yapılmakla kalmayıp iftira atılır. Aslında dedikoduyu dinleyen kişi de onu savunmayıp susan kişide gıybete ortaktır. Bu nedenle ya gıybeti yapılan kişiyi savunmak yada oradan uzaklaşmak gerekir. Ancak oradan uzaklaşamadınız, sussanız gıybete ortak olacaksınız. onu savunsanız yalancı olacaksınız. O taktirde ona atılan iftirayı önlemek için doğrusunu söylemeniz mübah olur. mesela gece gündüz içer hiç ayık gezmez deniyorsa bu kişide böyle biri değil arasıra içen biriyse yapmayın o kadarda değil arasıra içer demelidir.
8- CAİZ OLAN GIYBET: Aslında bu madde öteki maddelerin tamamını içerir.Genel olarak tekrar edersek Yanınızda olmayan kişiye maddi ve manevi herhangi bir zarar verme kastı olmaksızın,iyi niyetle ,onun yararına veya veya onun duyduğu zaman üzülmeyeceği,gücenmeyeceği,alınmayacağı,kızmayacağı,sözleri DEDİKODU(GIYBET) ÇOK TATLIDIR
Sayın okurlarım baştanda söylediğim gibi gıybet en çok işlenen fakat içeriği en az bilinen günahtır. Her konuda olduğu gibi bu konudada önemli olan niyettir. Bu konuda da her konuda olduğu gibi tefrit ve ifrattan kaçınmalıdır. Yani bütün dedikoduları haram sayıp hiç konuşmamak hiçbir toplumda bulunmamakta yanlıştır. Her türlü iftira ve dedikoduyu severek dinlemek ve …anlatmak da yanlıştır. Bütün haramlarda olduğu gibi gıybettede şeytanın ve nefsin verdiği dayanılmaz bir cazibe ve tat vardır. Kendinizi bir sınayın isterseniz. bir tarafta haram gıybet yapılan bir topluluk , öbür yandada gıybet yapılmayan bir topluluk olsun. Gıybet yapılmayan mesela dini sohbet ,dua,zikir,kuran, vaaz olan toplulukta kaç dakika isteyerek ve severek duracaksınız. Haram gıybetin işlendiği toplulukta kaç dakika severek ve isteyerek duracaksınız. Veya dedikodu proğramlarınımı seviyorsunuz. yoksa dedikodu yapılmayan faydalı proğramlarımı izliyorsunuz. Nefsinizi sınayın göreceksinizki gıybet yapılan proğramlardan asla usanmayacak büyük bir zevk ve heyecanla izleyecek hatta saatlece sürse bile bittiğine üzülecek ,Ama öbür taraftan haram olmayan sohbet ve proğramlar sizi sıkacaktır. Çünkü haramı nefis ve şeytan tatlandırmaktadır. Bir arkadaşınızla gıybet etmeden oturun en fazla 15-20 dakiaka oturursunuz. Sonra sıkılırsınız. halbuki aynı arkadaşınızla gıybet yapın onu bunu çekiştirin saatlece oturmaktan bıkmazsınız. Eskiye göre bugün gıybet hem çeşitlenmiş hemde fazlalaşmıştır. Eskiden herkes bağda bahçede çalışır yorulur gıybet yapmaya fırsatı olmazdı. Şimdi öylemi iş yok güç yok aç telefonu saatlerce gıybet yap, aç bilgisayarı saatlerce gıybet yap, Aç televizyonu saatlece gıybet dinle , aç gazateleri saatlerce gıybet oku adeta dedikodu cenneti oldu her taraf. Hiç kimsenin ne sırrı kaldı ne mahremi kaldı herşey ortaya döküldü.Eskiden bir iki kişi dedikoduyu duyar sadece o bir iki kişinin günahını yüklenirdik şimdi ise milyonlarca inasan milyonlarca gıybet kim kiminle nasıl helalleşecek .Korkunç bir durum var.Durmadan sürekli birbirimizin ölüsünün etini yiyoruz hemde büyük bir zevkle ve iştahla. Sayın okurlarım gıybet en büyük kul hakkıdır. Kıyamet günü müflis duruma düşmemek için aman dikkat edelim. Amel defterimizi elimize aldığımızda bize ait olmayan günahlarla karşılaşıp başkaları yüzünden cehennemi boylamıyalım. Aklımızca gıybetini yaptığımız kişiye zarar vereceğiz. onu küçük düşüreceğiz. Onu zor durumda bırakacağız derken ona en büyük iyiliği yaptığımızın ve kendimize en büyük kötülüğü yaptığımızın farkına varalım. Onun günahlarını sırtlandığımızı ve sevaplarımızı ona verdiğimizi unutmayalım. Kendimizi sürekli karşımızdakinin yerine koyalım yani empati yapalım. Ve başkalarının değil kendi hatalarımızı araştıralım. Haram dedikodunun yapıldığı yerde oturmayalım hemen uzaklaşalım ama uzaklaşma imkanımız yoksa mani olmaya çalışalım . Bize ne? boşver bizi ne ilgilendirir. biz ondan iyimiyiz sanki bizimde şu hatalarımız var gibi sözlerle o kişiyi savunalım. Eğer o kişinin söylediği söz ise konu yani laf taşıma varsa mesela falanca ,falanca için şöyle dedi . diyerek iki müslümanın arasının açılması ise söz konusu olan o zaman yalan söyleyelim ve o kişinin bu sözü söyelemediğini iddia edelim çünkü yalan 3 yerde caizdir.1- Karı kocayı barıştırmak için2- dargınları barıştırmak için.3- din ve vatan müdafaası söz konusu olduğunda ilerde inceliyecez.
İNSANI GIYBET YAPMAYA SEVKEDEN ŞEYLER:
1-Hiddet, kızmak, başkasına kızan bir insan ona olan hırsından dolayı sürekli onu kötüler.
2- Arkadaşlarının teşvik etmesi:
3-Kendisi hakkında dedikodu yaplacağını zannedip, ondan önce davranıp kendini savunmak.
4-Kendisine atılan bir suçu başkasına yüklemek için yapılan gıybet.
5-Kendisinin bilgili ötekinin cahil olduğunu ortaya çıkarmak için yapılan gıybet.
6-Kıskançlık sebebiyle yapılan gıybet.
7-Şaka etmek, gülmek ,eğlenmek için yapılan gıybet.
8-Kibirinden dolayı ötekini küçük düşürmek için yapılan gıybet.
9-Dini kullanarak yapılan gıybet.
10-Acıyarak yapılan gıybet.
11-Allah için kızdığını söyleyerek yapılan gıybet.
Sayın okurlarım gıybetin caiz olduğu yani arkadan konuşmanın günah olmadığı sözler vardır. Her kunuda olduğu gibi bu konudada niyet önemlidir. Eğer amacınız başkasını kötülemek değil,aksine öğmekse bu günah olmaz. Mesela kısa boylular ve keller genelde zeki olur. Ahmette kısa boylu zeki,Mehmet kel zeki demek günah olmaz. çünkü burada amaç Ahmedi, Mehmedi kötülemek değil övmektir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Veya birisinden bahsederken o kimsenin ismi aklınıza gelmiyorsa veya onun Ahmet ama hangi Ahmet olduğu konusunda tarif gerekiyorsa mesela topal Ahmet,veya kör Ammet gibi niyetiniz o kişinin kusurunu söylemek değil de o kişiyi tanıtmak ise o takdirde günah olmaz. Veya bazı insanlar kendilerinin kusurlarıyla anılmasından rahatsızlık duymazlar. Kızmayacğını kesin olarak bildiğiniz bir kişiden bahsederken kusurlarıyla söylemekte bir beis yoktur. Eğer arkasından söylediğiniz sözü ,duyduğunda rahatsız olmayacağından kesinlikle emin iseniz. O kişinin arkasından o sözü söylemek günah olmaz. Bir arkadaşınızın yüzüne karşı söylediğiniz şeyi arkasından konuşmanız günah değildir.Ancak yüzüne karşı söylerken yanlızmıydınız, yoksa yanınızda başkaları varmıydı? Bu önemlidir. İkiniz yanlızken ona söylediğinizden alınmayabilr, ama başkalarının yanında aynı sözü söylememizden rahatsız olabilir. Buna dikkat etmelidir. Mesela bir toplumda topal Ahmet diyebiliyorsanız o kişiye ve o kişide bundan rahatsızlık duymuyorsa onun arkasından da topal Ahmet diyebilirsiniz. Ancak bazı insanlar dedikoduyu yaparken ben bunu onun yüzüne karşıda söylerim diyerek yalan söylüyorlar böylelikle hem dedikodu hemde yalan fiilini işlemiş oluyorlar. Halbuki onun arkasından söylediği sözleri ne söylemiştir nede söyleyebilir. Sadec yaptığı dedikoduya kılıf aramaktadır. Ki büyük günahtır. Bazende dedikodusu yapılan kişiyi savunmak için gıybet etmek gerekebilir. burada niyet savunmak olduğu için günah olmaz. Mesela hep ayyaş gezer denilen bir kişi için yok canım o kadarda değil blki bir iki kez içtiyse ayyaşmı olurmuş demek. Veya Ben onu hiç namazda görmedim camiye uğramaz denilen birinin arkasından yok canım o kadarda değil ben onu bazen cumalarda görüyorum demek günah olmaz. Çünkü burada ine bir nüans vardır. O kişide böyle bir sıfat yoktur dese yalan söylemiş olacak, üstelik karşısındakinin ikna edememiş ve karşısındakinin o kişinin hakkında daha fazla konuşmasına sebep olacak .Sussa kabullenmiş olacak Aslında en iyisi gıybet yapılan toplumdan derhal uzaklaşmaktır. Ancak uzaklaşmanın mümkün olmadığı zamanlarda böyle davranmalıdır. Eğer bir insan açıktan günah işliyorsa O kişinin gıybetini yapmak günah değildir. Çünkü burada amaç açıktan günah işleyen adamı bu huyundan vazgeçirmektir. Topluma ve insanlığa zarar veren kişilerin gıybetini yapmakta günah değildir. Çünkü amaç bu kişinin zararından insanları korumaktır. Onun zararlı olduğunu bilmeyenleri uyarmaktır.Esasında müslümanın görevi müslüman kardeşinin her türlü kötülüklerden korumak değilmidir. GIYBET ZİNADAN DAHA BÜYÜK GÜNAHTIR
Sayın okurlarım bir şahsın hakkında hoşuna gitmeyecek yazı yazmak, televizyon,radyo,gazete,internet,dergi ve gazete gibi ; Topluma yayın yapan basın, yayın yoluyla duyurmak çok daha korkunç bir günahtır.Bugün sabahtan akşama kadar televizyonlarda kadın proğramları yapılmakta bu proğramda dinimizin yasakladığı dedikodu milyonların gözü önünde yapılmaktadır.sadece dedikoduda değil; bunun yanında dinimizin yasakladığı iftira,zan,mahremiyet ve günahların ilanı v.b birçok günah işlenmektedir.Dedikoduyu yapanla onu dinleyenin günahı aynıdır. Gıybeti dinlememi, veya gıybeti yapılan kişi savunulmalı , veya oradan uzaklaşılmalıdır.Bakın peygamberimiz(sav) ne buyuruyor.HADİS:” Bir kimse ,yanında gıybeti yapılan bir mümini gücü yettiğince savunmazsa; Allah o kimseyi kıyamet gününde insanların içinde rezil eder.(taberani)HADİS:”Her kim gıyabında mümin kardeşinin kusurlarının söylenmesine mani olur, örterse Kıyamet gününde Allahta onun kusurlarını örter.(ibni ebud dünya) Sayın okurlarım dirilerin gıybetini yapmak günah olduğu gibi, ölülerin gıybetini yapmakta günahtır.HADİS:”Ölülerinizin güzel hallerini zikredin; Kötülüklerini söylemekten çekinin.” HADİS:”Bir kişi Allahın rızasına muvafık olan bir kelimeyi konuşur. O kelime ile Allahın Allahın rızasına kavuşacağını zannetmez. Halbuki o kelime sebebiyle kıyamete kadar, o kimseyi rızsını kazanmaya muvafık kılar. Bir kimsede Allahın gazabını tahrik edecek bir kelime konuşurda o kelimeyle Allahın gzabına uğrayacağını zannetmez. halbuki yüce Allah(cc) o kelime sebebiyle ona gazab eder.(tirmizi)HADİS:” Miraca çıkarıldığım zaman bakırdan tırnakları bulunan bir kavme rasladım.O tırnaklarla yüzlerini ve göğüslerini tırnaklıyorlardı.Ey Cebrail bunlar kimlerdir dedim.Bunlar gıybet ederek insanların ölülerinin etlerini yiyen ve onların vakar ve haysiyetine dokunanlardır.dedi.”/Ebu Davut) Sayın okurlarım müslüman kişi yaramaz bir söz işittiği zaman ondan yüz çevirmelidir.işte ayet.(kasas.55)”Bunlar(müminler) yaramaz bir lakırtı işittikleri zaman bundan yüz çevirirler.” (müminun.3)”Öyle müminlerki onlar boş lakırtılardan ve faidesiz şeylerden yüz çeviricidirler.”(isra.36)” Çünkü kulak ,göz,kalp bunların herbiri bundan mesuldur.”HADİS:Hz Peygamber(sav) namaz kılmak için kalktığında Malik .B.Duhşum nerdedir ?diye sordu. Ashagtan bir şahıs O münafık Allahı ve resulunu sevmeyen bir adamdır. Dedi. Resulu Ekrem ona sus bir daha bunu söyleme Onu Allahın rızasını dileyerek Lailahe illallah Muhammedurresulullah derken görmüyor,duymuyormusun. buyurdu.”HADİS:Peygamberimiz(sav) buyurduki Ey diliyle iman edip ,imanları kalplerine inmeyen topluluk. Sakın müslümanları çekiştirmeyin.Onların gizli hallerini araştırmayın.Zira kim müslümanların gizli kusurlarını araştırırsa Allahta onun gizli kusurlarını açığa çıkarır. Kiminde Allah(cc( gizli kusurlarını açığa çıkarırsa Allah(CC) onu evinin içinde rezil eder.”(ebu davut,tirmizi) Sayın okurlarım daha önce peygamberimizin(sav) Kul hakkı yiyenler müflistir. Ne kadar ibadet ederlerse etsinler. Eğer yaptıkları kul hakkı ibadetlerinden azsa hakkını yediği kişiler haklarını alınca elinde sevap kalmaz ve başkalarının günahını yüklenerek cehenneme girer. Buyrulmuştur. En büyük kul haklarının başındada gıybet gelir. Gıybetini ettiği kişi hakkını helal etmedikçe Allah(cc) gıybet edeni bağışlamaz. HADİS:Gıybet eden kişiler sevaplarının gıybetlerini ettikleri kimseye verileceğinin bilseler ve gıybetlerini yaptıkları kişilerin günahlarınında onların sırtına yükleneceğini bilseler. Pek çok aşlar ve nedamet duyarlar. ve tevbe istiğfar ederler.HZ ÖMER(ra) Buyurduki ”Allahı zikredin .çünkü Allahı zikir şifadır.Gıybet etmeyin çünkü gıybet derttir.Buyurmuştur. Peygamberimiz(sav Buyurdu.HADİS:” Gıybet zinadan daha büyük bir suçtur. Sahabiler nasıl olur ya Resululllah diye şaşarak sorarlar. Buyurduki Kişi zina edikten sonra günahına tevbe edip te Allaha yönelirse Allah(cc) bu kişinin tevbesini kabul eder. Fakat gıybet eden kimsenin tevbesini kabul edip günahını bağışlamaz.taki gıybetini ettiği kimse kendi hakkını helal edinceye kadar. (ibni Hıbbıl)
HADİS:Peygamberimiz(sav) buyurduki. Kıyamet günü kişiye amel defteri verilipte okuduğunda bakacakki orada Dünyada iken işlemediği bırtakım iyilikler yazılıki ben bunları işlemedim. Allah(cc) ey kulum o iyilikler senin gıybetini yapanların iyilikleridir. Aynı şekilde ilemediği günahların da defterde olduğunu görecek yarabbi ben bu günahları işlemedim diyecek. Allah(cc) O günahlar gıybetini yaptığın kişilerin günahlarındır denilecek(buhari-müslim)HASAN BASRİ: (ra) Birisinin kendisi hakkında gıybet ettiğini duysa hemen o adama bir adet altın gönderirdi. Ve derdiki söyleyin ona bu para benden aldığı günahların ve bana bağışladığı sevapların karşılığıdır. Derdi. Anlayana sivri sinek saz. Anlamayana davul zurna az. Müslüman kardeşini alaya alan ve gıybetini yapan kişiye azap olduğunu Kuran-ı kerim şu ayettede bildiriyor.(Hümeze.1)”Kardeşini gıybet ve alaya alan kişiye azap vardır.” Müslüman söylenen her söze inanmamalı doğruluğunu araştırmalıdır. Acaba gerçekten bu söz söylenmiştir. Yoksa sözü getiren yanlışmı getirmiştir. Nitekim Kuran-ı kerimde (huccurat.6)”Ey iman edenler. bir fasık gelip size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. ki yanlışlıkla bir cemaata fenalık yaparsınızda yaptığınız işe sonradan pişman olursunuz.” O nedenle birisi size gelip falanca şöyle dedi senin için dedi derse hemen inanmayıp araştırma yapmalıdır. HADiS: Bir ramazan günü iftar vaktinde peygamberimiz(sav) Oruç tutan üç kişiyi iftara çağırır. İki kişiye siz oruçlu değilsiniz der. Onlar yemin ederek kesinlikle oruçlarını bozacak birşey yapmadıklarını söylerler. Bunun üzerine peygamberimiz.(sav) Onlara kusun bakalım şu kaba der . O iki kişi kusarlar ki et parçaları dökülür. İki adam yine yeminle et yemediklerini söylerler. Peygamberimiz onlara sizler başkalarının dedikodusunu yaptınız. ve manevi olarak etlerinizi yediniz dolayısıyla tuttuğunuz. oruç manen bozuldu buyurur. Sayın okurlarım gıybetin çeşitlerini genel olarak şöyle sıralayabiliriz.
1-BEDENLE ALAKALI GIYBET: Bir kişinin arkasından onun duyunca hoşlamyacağı bir eksikliğini söylemek. Mesela şaşı,kör,topal,kel,yaralı,sivilceli,kısa,uzun,zenci,sarı,siyah, V.b Ancak bunu söyleyen kişinin niyeti hakaret etmek değilse o kişiyi tarif etmek için başka yol bulamadıysa veya o kişi bunu duyduğunda rahatsız olmayacaksa o zaman gıybet olmaz.
2-SÜLALEYE(SOYA) YAPILAN GIYBET: Kişinin babasını,annesini,kardeşini,veya yakın akrabalarını kötülemek.
3-AHLAKLA İLGİLİ GIYBET: Huyu kötü,havalı,kibirli,sinirli,aciz,korkak,cimri v.b sözler.
4- DİNE AİT GIYBET: Hırsız,yalancı,sarhoş,kumarcı,zalim,beynamaz, v.b
5-DÜNYEVİ HUYLARINA GIYBET:Edepsiz,terbiyesiz,tembel, v.b sözler.
6-GİYİMLE ALAKALI GIYBET:Uzun,kısa,dar,geniş,eski,kirli,paspal, v.b. sözler.
Hangi hususta olursa olsun arkasından konuştuğunuz kişiyi üzecek her söz ve hareket gıybettir ve günahtır. Sayın okurlarım gıybet en fazla işlenen günah olduğuı halde içeriği en az bilinen günahtır. Bugün alimi,cahili,büyüğü,küçüğü,kadını erkeği hepimiz istisnasız gıybet ederken hangi sözlerin gıybet olduğunu hangi sözlerin gıybet olmadığını bilemiyoruz. Dolayısıyla bazen gıybat olduğunu sandığımız şeyleri söylemeyerek adaletin işlemesini veya suçun engellenmesini sağlayamamaktayız. ilerde açıklanacağı gibi gıybetin caiz olduğu hatta yapılması zorunlu olduğu yerler vardır. Bazen aman dedikodu olur diye arkadaşlarımızla sıhbetten vazgeçmekte, veya günah olmayan gıybeti yaptıkları zaman nasıl olsa günaha girdik zannıyla günah olan gıybete dönülmekte ; Bazende gıybeti iftira etmekle karıştırıp yani iftira etmeyi dedikodu sanıp yaptıkları dedikodunun günah olmadığını savunmakta ve bilmeyerek şirke girmektedirler. O nedenle gıybet çok iyi tahlil edilmeli, hangi gıybetin mübah yani caiz yani serbest olduğu yani günah olmadığı ,hangi gıybetinde haram yani günah olduğu iyi bilinmelidir. Her sözün gıybet olduğunu sanmak insanı yanlızlığa iter. Buda yanlıştır. İnsanlar elbette sohbet edeceklerdir
İRFAN AKDOĞAN
İSLAMDA DOSTLUK
:İnsanlar arasındaki samimiyet ve sevgiye dayalı bağlılık hali dostluk ikiye ayrılır.1-Çikar ve menfaat için dostluk.2-allah için menfaat karşılığı olmadan kurulan dostluk. dinimizin önem verdiği dostluk allah için kurulan dostluktur.kendisin efayda sağlamak için değil dostuna faydalı olmak için.kendi çıkarı için değil başaklarının çıkarı için ve sırf Allahın rızasını kazanabilmek için kurulan dostluktur.nitekim kuran-ı kerimde(tevbe 71)”Mümin erkeklerde mümin kadınlarda birbirlerinin dostuturlar.Onlar iyiliği emrder kötülükten alıkoyarlar.”Bu ayeti kerime bize dostluğun nasıl olması gerektiğini açık bir şekilde izah ediyor.mümin dostunun kötülüğünü istemez.daima onun iyi olmasını ister.Hem dünyada hemde ahirette dostunun mutlu ve huzurlu olmasını arzu eder.dostunun mutluluğu onunda mutluluğu dostunun kederi onunda kederidir.İşte bu ayette mümin dostuna iyiliği emreder kötülüklerden alıkoyar denmesinin sebebi budur.çünkü dostunun iyi olmasını, kötülük yapmamasını ister.iyi olursa hem dünyada hemde ahirette rahat edeceğini bilir.Kötü olursada hem dünyasını hem ahiretini kaybedeceğini bildiği için onu vazgeçirmeye çalışır.işte gerçek dost budur.Esasında allah(cc) müminlrin birlik ve beraberlik içinde yaşamaları için kalplarını birleştirmiştir.(enfal.63)”Eğer yeryüzündeki herşeyi bağışlasan ve versen onların kalplerini birleştirip aralarını bulamazdın.Lakin Allah(cc) onların aralarını bulup kaynaştırdı.”Yine başka bir ayet(ali imran.103)”Allahın ioine(islama,kurana) sımsıkı sarılın ayrılmayın ayrılığa düşmeyin .Allahın size verdiği nimetlerihatırlayın.Düşman olduğunuz halde islamiyet sayesinde aranızı buldu.kalplerinizi birbirine bağladı.onun nimeti sayesinde kardeş oldunuz.siz ateş çukurunun kenarında idiniz.Allah sizi oraya düşürmekten kurtardı.Bunun gibi allah size delillerini açıklar.umulurki bu sayde hidayete ulaşırsınız.”Bu ayetler bize gösteriyorki menfaat için değil sırf allah rızası için birbirine dost olmanın ilk yolumüslüman olmaktan geçer.müslüman olmayanlarda dostluk yoktur.daha doğrusu menfaat için dostluk vardır.avrupada yaşayan arkadaşalr çok iyi bilir hiristiyan ve yzhudilerde acıma hissi dostluk kavaramı yoktur. yolda biri acından ölse kimse açmısın diye sormaz. ne akrabası ne arkadaşı.hiç kimse kimseye borç para vermez, kimse kimseye iş görmez.kimse kimseye karışmaz.karı koca vaya akarabalar aynı masada yerler fakat hesabı herkes ayrı ayrı verir. velhasıl allah için dostluk sadece islamda vardır.
Sayın okurlarım eğer müminler biribirine dost olmazsa ne olur.Bugün bildiğiniz gibi dünyada 50 ülke müslüman ülkesidir. Ve hiçbiri birbirine dost değildir. Çünkü islam düşmanları binbir türlü hile ve oyunlarla bu islam ülkelerini birbirine düşürmüşler. sontada parçalayıp yutmuşlardır.Yakın tarihimize bakalım Amerikanın uşağı olan saddam iranı yıpratmak ve zayıflatmak için ırana 10 yıldan fazla vu…rmuş onu zayıflatmış tabi ırakıda zayıflatmış binlerce iranlı ve ıraklı müslümanın kanı akmış bimaları yıkılmış bütün varlıkları yağmalanmış tabi bu arada islam düşmanları bir taşla yüzlerce kuş vurmanın sevinciyle avuçlarını ovalıyor sevinç naraları atıyorlar. İşgal etmeyi kafaya koydukları iranın ve irakın zayıflaması onlara sattıkları milyarlarca dolarlık silah v.b amerikan uşağı saddama son bir gaz vererk kuveyti işgal etmelerini sağlıyorlar böylece kuveyti koruma bahanesiyle kuveyti işgal ediyorlar ve milyarlarca dolar haraç alıyorlar. insanların gözünden kaçan husus şudur kuveyt hala işgal altındadır.birleşbiş milletletr şemsiyesi altında koruma bahanesiyle kuveytin bütün gelirleri amerikanın kasasına akmaktadır.daha sonra kuveyti niçin işgal ettin diye amerikaya savaş açmışlar. ve işgal etmişlerdir.Kala kala iran,türkiye,ve bir kaç islam devleti kalmıştır.İşte bütün bunları bize kuran-ı kerim 1400 yıl önceden haber veriyor.(enfal.73)”İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır.Eğer siz aranızda dost olmazsanız. yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgunculuk çıkar.”Evet ne diyor kuran onlar yani kafirler birbirinin dostudur.Onların biz ayrıyız demelerine bazen çıkarları için birbirleriyle savaşmalarına aldanmayın . onlar müslümanlara karşı derhal birleşirler. yoksa haşa Allah yalanmı söylüyor. Aksini iddia etmek ayeti inkar değilmidir. ve cenabı hak bakın şuı ayette ayrıntı veriyor.(aliimran.118)”Ey iman edenler sizden olmayanı dost edinmeyin . onlar sizi şaşırtmaktan geri kalmazlar.Sıkıntıya düşmenizi isterler.öfkeleri ağızlarından taşmaktadır.Sinelerinin gizlediği ise daha büyüktür.. Size ayetlerimizi açıklıyoruz düşünürseniz.” yine (aliimran.28)”Mümünler müminleri bırakıpta kafirleri dost edinmesinler.Kim böyle yaparsa Allahla ilişkisini kesmiş olur.Ancak onlardan sakınma haliniz müstesnadır.Allah size kendisinden korkmanızı emrediyor.Nihayet dönüş Allahadır.”Yine başka ayet(nisa.144)” ey iman edenler müminleri bırakıp kafirleri dost edinmeyin.”Sayın okurlarım görüyorsunuz değilmi kuranı kerime uyan kurtuluyor uymayan helak oluyor.saddamı örnek verdik peki türkiye ondan farklımı sanki Türkiye en büyük yanlışı amerikayı dost edinmekle yapmıştır.Amerikayla savaşacak mıydık ne yapalım yani adam güçlü dostu olmasak bizi hap gibi yutardı diyenler olabilir..Onlara cevabı kuran veriyor. ne diyor yukardaki ayette(aliimran.28)” Onlardan sakınma haliniz müstesnadır.”Ki bu uygulamayı bizzat peygamberimiz(sav) medinede yahudilerle anlaşma yaparak ve hudeybiye barış anlaşmasında örnek olmuştur. Demekki illada savaşmamız gerkmiyor anlaşma yapabiliriz . burada yanlış olan bu ülkeleri dost edinmektir. sırlarını paylaşmaktır.Onlarla stratejik ortak olmaktır. israili ilk tanıyan ülke kimdir türkiye niçin çünkü amerikadan birkaç milyar dolar karşılığında veya borcunun silinmesi karşılığında tarihi belgeler birgün mutlaka gün yüzüne çıkacaktır.İsraille ve amerikayla dostluğumuz bize son derece pahalıya patlamıştır.Bütün islam ülkelerinni güvenini yitirdiğimzi gibi amerikanın yönetimimize müdahalesine izin vermiş olduk. asker darbelerinin arkasında amerika ve israilin olduğunu artık herkes öğrenmiştir.1980 öncesi gençlerin birbirini kırması. 1984 den beri tesadüfki askeri adrbeden hemen sonra pkk belasının başımıza bela edilmesi ve türkiyenin bölünme noktasına gelinmesi hep bu iki ülke israil ve amerika yüzünden olmuştur.Allah san diyorki kafiri dost edinme sen kafiri kanka yapıyorsun.Allah(cc) diyorki(aliimran.118) yukarda geçti.onlar sizi şaşırtırlar hata yaptırırlar kafanızı karıştırırlar,sıkıntıya düşmenizi beklerler isterler ve sıkıntıya düşmeniz için ellerimden gelen herşeyi yaparlar.öfkeleri ağızlarından taşmaktadır.sineleriğnde gizledikleriise daha büyüktür yani size söylemedikleri ve niyetlerini gizledikleri daha korkunç planları vardır buyuruyor Allah(cc9 sen ne yapıyorsun Allah ta kimmiş ben bildiğimi yaparım diyorsun ayetleri yok sayıyorsun inkar ediyorsun ondan sonrada Allah belanı veriyor. sen kendi belanı kendin veriyorsun Allaha suç bulma.
Sayın okurlarım dostluk hakkında peygamber efndimizin biçok hadisi mevcuttur işte birkaç tanesiHADİS:Allah salih kullarını dost edinir.Her kim insanların kızması pahasına Allahı dost edinirse Allah o kimseyi insanların nazarında yüceltir.Kimde Allahın gazabına rağmen insanları dost edinirse artık onu Allahın gazabından kurtarmak mümkün olmaz.(tirmizi.züht.64)Bu hadistende anlıyoruzki dostluklar Allah rızası için olmalı Allahın hoş görmediği dostluklar.terkedilmelidir. HADİS:Mümin sever ve sevilir.Sevmeyen ve sevilmeyen kimsede hayır yoktur.(hakim,tebarani)HADİS:”Allah için birbirlerini seven iki mümin buluştukları zaman biri diğerini yıkayan iki el gibidirler.Ne zaman iki mümin bir araya gelirse Allah birini diğerinden faydalandırır.(ebu mansur,deylemi)HADİS:” Allah iyiyliğini murat ettiği kimseye unuttuğunu hatırlatacak ve hatırında olanı yapmaya yardım edecek iyi ve salih bir dost nasip eder.(abu davut)HADİS:”Arşı azamın etrafında nuradan kürsüler vardır.bu kürsülere öyle kimseler oturacakki elbiseleri ve yüzleri nur gibi parlayacaktır.Bunlar ne peygamberdir nede şehit.Fakat bunlar Allh için birbirine dost olanlar. Allah için buluşup oturanlar.ve Allah için birbirlerini ziyaret edenlerdir.(nesei süneni kübra)HADİS:”Allah için dost olan iki kişinin Allah katında en sevimlisi arkadaşını daha çok sevendir.HADİS:” Allh(cc9 kıyamet günü buyurur.Benim için dost olanlar nerde Onları benim gölgemden başka gölge olmadığı bu günde rahmetim altında gölgelendiriririm.(müslim)HADİS:”Yedi sınıf insan vardırki Allah(cc) hiçbir gölege olmayan günde Arşın gölegesinde gölgelendirir.1-Adaletli devlet reisi2-Allajha ibadet eden genç.3-Kalbi mescitlere bağlı kimse4-Allah için seven ve Allah için kaynaşan iki kişi5- Tenha yerde Allahı zikrederek gözleri yaşaran kişi6-Zengin soylu ve güzel bir kadının tenha bir yerde gel zina edelim teklifini sırf allahtan korktuğu için geri çeviren genç7-Sağ elinin verdiğini sol eli duymayacak şekilde gizli sadaka veren kimse.(buhari ve müslim)HADİS:”Allah için sevdiği dostunu ziyarete giden kimsenin yoluna Allah bir melek diker melek nereye gidiyorsun diye sorar.Adam falan dostumun yanına gidiyorum diye cevap verir.Onunla görülecek bir işinmi var diye melek tekrar sorar.adam hayır der melek tekrar sorar ona bir emanetmi götürüyorsun. diye sorar adam hayır der. O halde neden dostunu ziyaret ediyorsun diye sorar.Adam kendisini Allah için seviyorumda onun için gidiyorum der. Melek ona Allah(cc) seni bana cennetle müjdelemem için gönderdi sen arkadaşını sırf Allah rızası için ziyaret ettiğinden dolayı seni cennetle ödüllendirdi der.(müslim)HADİS: Allah katında en sevimsiz olanınız.ise laf getirip götürüp dostları birbirinden ayıranınızdır.(taberani)
Sayın okurum kıyamet gününde cehenneme girenler çöyle haykıracaklardır.(şuara.100-101)”Bugün bizim için şefaat edecek kimse yoktur.Samimi bir dostumuzda yoktur.”Abdullah bin ömer:”Ömrüm boyınca oruç tutsam hiç uyumadan geceleri ibadetle geçirsem. Bütün malımı Allah yolunda harcasam. v ebu hal üzere ölsem.Fakat gönlüümde Allaha itaat edenlere karşı bir sevgi, Allaha isyan edenlere karşıda bir nefret olmasa bütün bu yaptıklarımdan bir fayda göreceğimi sanmıyorum demiştir.Fudayl(ra)”:Evet firdevs cennetinde peygamber ve sıddıklarla bir arada bulunmak istiyorsun.ama buna karşı hangi ameli işledin.Hangi şehveti arzularını kırdın.Hangi iddetini yendin.Sana gelmeyen hangi akrabana gittin.Kardeşinin hangi kusurunu bağışladın.Hangi kardeşinle Allah için dostluk kurdun.Hangi musibetlere eziyetlere Allah için katlandın.Allahın hangi nimetine şükrettin.Allah için hangi fakiri doyurdun.Allahın hangi emrini yerine getirdin.Hangi yasağından vazgeçtin demiştir.”MUSA(AS)” Allahu teala musa(as) sormuş ya musa benim için ne yaptın.Musa (as) yarabbi senin için namazkıldım,oruç tuttum,zekat verdim,ibadet ettim,Y musa bütün bunlar senin içindir binimiçin ne yaptın.Yarabbi senin emirlerini yerine gatirdim yasaklarından kaçındım. Ya musa onlarda senin içindir. sen benim için ne yaptın.Yarabbi bilmiyorum herşeyin en iyisini bilen sensin.deyince Sevdiğini benim için sevip nefret ettiğinide benim için düşman ilan ettinmi? buyurmuştur.”HZ. ALİ(RA)”Savaşın birinde kafirin birini yatırmış iman et yoksa canını alacam demiş.Kafir iman etmemiş tam kılıcıyla adamı öldürecekken Kafir hz aliye küfretmiş ve yüzüne tükürmüş bunun üzerine hz ali kafiri öldürmekten vazgeçmiş. bunun üzerine kafir ya ali niçin beni öldürmekten vazgeçtin demiş ona şu ibretlik cevabı vermiş. ey kafir iman etmediğin ve müslümanlarla savaştığın için senin canını Allah için alacaktım. fakat bana küfredince nefsim kabardı. Nefsim için seni öldürmek istedim.Sonra Allah için yapılmayan hiçbir amel kabul değildir. Sözünü hatırladım ve bundan vazgeçtim.Kafir bubnu üzerine savaş meydanında düşmanını öldürürken bile Allahın rızasını arayan bir din .batıl bir din olamaz. diyerek iman etmiştir.MİCAHİD(RA): diyorki Allah için birbirini sevenler.bir araya gelip güler yüz ve tatlı sözle buluştukarı zaman.güz yapraklarının güzün dökülmesi gibi günahları dökülür.demiştir.FUDAYL(RA)” Kişinin dostunun yüzüne şefkat ve merhametle bakması ibadettir demiştir.Muhterem okuyucum ssevgisiz bir hayat düşünelemez sevgiyi istemeyen ve ona ihityaç duymayan bir canlıda düşünülemez.Her kim benim sevgiye ihtiyacım yok diyorsa bilinizki yalan söylüyor.Çünkü sevgi insanlara doğuştan verilen bir haslettir.sevgi topluma huzue ve kardeşliği getiren birleştirici bir unsurdur.kuran kalplarin sevgiyle birleşmesine önem verir.müminin gönlü sevgi ile doludur.Kin ve düşmanlık kafirlerin haslatidir.Allah(cc) iman edenlerin kalplarini sevgi ile birleştirmiş onları bu sevgi ve bağlılıkla birleştirmiştir.nitekim (enfal.63)”(veellefe beyne gulubihim)”Allah kalplerinizi birleştirmiştir.” kalpleriniz arasında köprü vardır. Sayın okurum insan için en büyük kazanç ve mutluluk Allhın sevgisini kazanmaktır.Alla(cc) Zalimleri,fesatcıları,kafirleri,haddi aşanları,kibirlenenleri asla sevmez.Buna karşılık takva sahiplerini tevbe edenleri sabredenleri,,ihsan ve iyiylik sahiplerini,birre ulaşanları,adaltli olanları,ibadetini yapanları,tevekkül edenleri,sever.Allahın sevgisine ancak onun emirlerine uymak peygamberinin yolundan… gitmekle ulaşılır.(aliimran.31)” Deki eğer Allahı seviyorsanız.bana uyunuzki Allahta sizi sevsin.ve günahlarınızı bağışlasın.Allah bağışlayan ve esirgeyendir.” Müslümanın görevi sevgisini iyiyye güzele ve meşru olana yöneltmektir.Sevdiğini Allah için sevmek sevmediğinide Allah için sevmemektir.Nitekim peygamberimiz(sav)HADİS:Ruhum kudret elinde olan Allaha yemin ederimki siz iman etmedikçe cennete giremezsiniz.birbirinizi sevmedikçede iman etmiş olmazsınız.yaptığınız taktirde sizi sevgiye ulaştıracak birşey söyliyeyemmi.Aranızda selamlaşmayı yayın.Karşılaştığınızda birbirinize selam verin.(müslim) görüldüğü gibi Allah için birbirini sevmenin iman alameti olduğunu peygamberimiz bize bildiriyor.Nitekim Allah kendisininde sevdiği kula karşı çok şefkatli ve merhametli olacağını.bakın şu ayetle bildiriyor.(maide.54)”Allah sevdiği ve kendisini sevenlere karşı çok şefkatlidir.” İnsan oğluna sevgi doğuştan verildiği için sevmek için bahaneler arar.çünkü sevgi su,hava,toprak kadar hayati bir ihtiyaçtır.Sevgi olmazsa dünyanın düzeni yıkılır.Nasılmı başta cenabı hak yaratttığı kulları sevmeseydi.kulların bunca isyanına katlanmaz.Asi oldukları halde bütün kullarını yok öderdi.Biliyormusunuzki Allah(ismi celalin anlamı(sevgidir) evet Allah(cc) sevgi demektir. Alah(cc) kullarını sevmeseydi. bunca verdiği nimetlere karşılık kulların daima kendisine isyan etmesine rağmen onların rızıklarını kesmiyor. onlara nimetlerini vermeye devam ediyor.Kullarını sevmese buna katlanırmı.Yine cenabı hak dünyz düzenini devam edebilmesi için bütün canlılara sevgisinde verdi.İşte bu nedenledirki. vahşi bir aslan yavrusunun üzerine titret bütün canlılar böyledir Çünkü böyle olmasa nesil devam etmezdi bir ana çocuğu için seve seve canını veriri. kaldıki cenabı hak karşı cinsler arasındada sevgi oluşturmuştur. yoksa hiç tanımadığı bilmediği bir insanın kahrını niye çeksin değilmi. ama aralarına sevgi, merhamet,aşk,şehvet,ayrı kabiliyet,ayrı özellik koyduki karşı cinsler birbirine muhtaç olsun birbirlerinin kahrını çeksin .Götrüldüğü gibi sevgi yaşamanın hayatın düzenin geleceğin dünyanın ahiretin ve tüm işlerin ana kaynağıdır. sevgi olmadan hiçbir şey olmaz.sevgi en büyük güçtür.
Sayın okurlarım.Bir delikanlı ve bir genç kızın aralarında sevgi bağı olmasa Birbirlerine ayak bağı olacak biribirlerinin özgürlüklerini kısıtlayacak olan evliliği gerçekleştirirlermiydi.Birbirlerini hiç tanımayan iki yabancı bir yastığa baş koyarlarmıydı.Kadın gece güzndüz durmadan usanmadan kocasına hizmet edermiydi. erkek akşama kadar çalıştığı ve kazndığı parayı karısına harcarmıydı.Eğer Allah onlara evlat sevgisi vermeseydi Binbir zahmete katlanıp çocuk yetiştirirlermiydi Eğer evlatlara ana baba sevgisi vermeseydi Yaşlı olan ana babaya evlat hiç bakarmıydı.İşte neslin devamı için Allah(cc)İnsanlara karı koca evlat ana baba sevgisi vermiştir.ve bunlar birbirlerini menfaat için değil. karşılıksız severler.Bırakın menfaati onlar için kul köle olurlar canlarını seve seve verirler. Ayrıca toplum düzeninin devamı için çok çeşitli sevgiler vardır. işçi,patron,öğrenci,öğretmen,memur,amir,küçük,büyük, birbirlerini severler. ayrıca aynı dinde olanlar,aynı vatanı paylaşanlar,aynı köyde,aynı mahallede,aynı şehirde oturanlar, aynı partiyi,aynı takımı tutanlar,habileri aynı olanlar,aynı okula gidenlar,aynı kusta okuyanlar,aynı filmi sevenler,aynı şarkıyı sevenler,aynı kahveye gidenler,hatta aynı araba kullananlar bu örnekleri çoğaltmak mümkün bu kişiler birirlerini severler. Çünkü canlılar brbirini sevmek için yaratılmışlardır.Bu sevgi sadece aynı aynı tip canlılar arasında değil ayrı canlılar arasındada mevcuttur. mesela insanlar köpekleri ve kedilerive atları ve kuşları hemen hemen hayvanların çoğunu severler. hayvanlarda buna karşılık mesela köpek ve kedi onu seven insanı hiç terketmez ölse bile sahibinin mezarında sahibinin başında bekleyipte ölen çok köpek ve kediye rastlanmıştır.Sadece bu değil çiçek ve güllere sevgi gösterildiği zaman daha çabuk ve daha canlı renklerde açtıkları artık ispatlanmıştır.Sayın okurlarım(enfal.63)(ellefe beyne gulubihim)” kalpler arsında köprüler vardır. kalpler birleştirilmiştir. Şunu iyi bilmek lazımdırki eğer karşınızdaki insanın sizi sevmesini istiyorsanız önce siz onu sevin. sizin kalbinizdeki sevgi onun kalbine nakşedecek köprü kurulacak oda sizi sevecektir.Hani şimdiki tabirle elektiriklenme olacaktır.Ancak çeşitli nedenlerle karşınızdaki size sevgisini belli etmeyebilir buna aldanmamalı sevgimizi karşımızdakine belli etmeliyiz. ve onu sevdiğimizi söylemeliyiz.kim diyor bunu paygamberimiz işte HADİS:”(iza ehebberreculu ihahu felyuhbirhu ennehu yuhibbehu)”Bir kimse din kardeşini severse sevdiğini ona bildirsin”(Ebu davut-tirmizi) görüldüğü gibi insan karşısındakine sevgisini belli etsinki aradaki dostluklar pekişsin kalplerdeki kırgınlıklar şüpheler ortadan kalksın . Bu hadise şerife rağmne maalesef karı kacasına, koca karısına şımarır diye sevdiğini söylememekte böylece nice yuvalar boşuna huzursuz olmakta bazende yıkılmaktadır. Özellikle kadınlar seni seviyorum cümlesine çok önem vermekte bunu söylemeyen kocalarından soğumakta ve maalesef bu sözü söyleyen başka erkeklere kapılmakta ve yuvalarını yıkmaktadırlar. O nedenle bilhasa erkekler lütfen peygamverimizin bu hadisi şerifini uygulayalım herkese ama bilhassa hanım ve çoçuklarımıza onları sevdiğimizi söyleyelim ve ispat edelim.Bugün psıklogların en çok üzerinde durdukları şey çocuklara oyuncak,elbise hadiye alamkatan çok onları sevmemiz gerektiği üzerinde çok duruyorlar.çocukluğunda sevgi almayın sevilmeyen çocuklsrın ilerdeki hayatlarında başarılarının imakansız olduğunu,aşağılık kompleksli,kişiliksiz,aşırı asabi,hastalıklı,başarısız topluma yük bireyler haline geldiklerini belirtiyorlar. o halde gelin çocuklarımıza sevdiklerimize,arkadaşalarımıza akrabalarımıza,hayvanlara bitkilere ve herşeye sevginmizi verelim sevgimizi belli edelim. Allahın bizi yaratmasındaki gayesi kendisne kul olmak ve kendisni sevmek olduğunu unutmayalım.
Sayın okurlarım kişi dostluk edeceği kimselere dikkat etmelidir nitekim peygamberimiz(sav)şöyle buyururHADİS:”(elmeru ala dini halilihi felyenzur ehedukum men yuhalıl)” Kişi dostunun dini ve ahlakı üzerinedir. Öyleyse herhangi biriniz dostluk edeceği kimseye dikkat etsin” buyurmuştur. Dostta aranması gereken özellikler şunlardır.1AKILLI OLMAK: Akıl sermaya ve asıldır.ahmak olan kişinin dostluğu insana daima zarar getirir. Sonu dargınlık ve ayrılıktır.nitekim hz Ali(ra)”Ahmak ve cahil ile arkadaşlık , dostluk etme.ondan kendini koru. Nice ahmaklar vardırki dostlarını helak ederler. Kişi dostu ile ölçülür.Birşey için diğer şeyde kıstas ve ölçü vardır. klpler buluştuğu zaman.Birinin diğerine tesiri vardır.Akıllı düşmandan korkma ahmak dosttan kork Ahmaktan uzaklaşmak Allaha yaklaşmaktır.” demiştir.Süfyani sevri: ise” Ahmak olanın yüzüne bakıp durmak büyük hatadır.demiştir.Akıllı oplmayan dost sana iyilik yapacağım derken sana kötülük yapar.toplum içinde seni mahçup duruma düşürür.Kendi seviyesine seni indirir.Toplum tarafından küçümsenmene sebep olur.itibarını bitirir. Toplumun sana oplan saygınlığını bitirir.Yanlış anlaşılmana dedikodunun yapılmasına sebep olur.ahmak dostttan kaçıp Akıllı düşmanla birlik olman senin için daha hayırlıdır.2-GÜZEL AHLAKLI OLMAK:”Güzel ahlak bir dostta mutlaka aranmalıdır.zira aklı başında nice insanlar vardırki herşeyi olduğu gibi bilir anlar fakat kötü huylarını yenemediği ,ahlakını güzelleştiremediği ,nefsine ve şeytana yenik düştüğü, iradesine sahip olamadığı için.Kızdığı zaman hiddetini yenemez.Şehveti kendine galip gelir.cimriliği veya korkaklığı üstün gelir.bile bile yanlış yola sapar.böyle bir dost insana büyük zararlar verir.Söyle bana dostunu söyliyeyim sana kim olduğunuatasözünün gereği olarak.onunla bir tutulmana sebep olur.zamanla sende güzel ahlakını yavaş yavaş kaybeder sende onun gibi olursun.o nedenle böyle insanlarla dost olunmamalı,arkadaş olunmamalı,böyle insanlarla oturulmamalı,sohbet edilmemeli,hemen onlardan uzaklaşmalıdır.ki onun kötü ahlakı senin güzel ahlakını bozmasın.Üzüm üzüme baka baka kararır demişler.Aman sakın onun kararmış kalbine bakarak nur gibi kalbini karartma.onu güzel ahlaklı yapabiilirsen bu gücü kendinde görürsen ona yaklaş ancak ava giderken avlanmakta var bu işin içinde o nedenle avlanacağını anlarsan hemen uzaklaş nefsin sana böyleleri ile dost ol der. sakın nefsine uyma.çünkü nafis daima kötülüğü emreder(yusuf.53)Şeytanada uyma çünkü şeytan da en büyük düşmanındır.FASIK OLMAMAK: Günahları işlemekte ısrar eden fasıkın dostluğundanda hayır gelmez. Günah işleyen kişinin dostluğuna güzven olmaz. Çünkü o gayesine ulaşmak için herşey yapar.nitekim Allah(cc) bizleri böylelerine karşı uyarmaktadır.(kehf.28)”Kalbi zikrimize kapalı olan heva ve hevesine uyan kimseye itaat etme(ona güevenme dost kabul etme)”yine başka bir ayeti kerimede(taha.16)” Zikrimizden(kuran-ı kerim) yüz çevirip ancak dünya hayatına dönenlerden yüz çevir” ve(lokman .15)” Bana yönelenlerin yolunu tut.” buyurarak fasıklarla dost olmamız gerktiğini onlara itaat etmemeiz gerktiğini,onlardan yüz çevirmememiz gerektiğini ve anacak allaha yönelenlerle dost olmamız gerektiğini bize bildiriyor.
4-BİDAT SAHİBİ OLMAMAK.”Bidat sahibi olanlarla dost olmak doğru bir davranış değildir.Hz ömer(ra) şöyle demiştir.” Sadık kardeşlik bul ve arasında yaşa dürüst samimi arkadaşlar dostlar.genişlikte süs ve ziynet, darlıkta yedek sermayedirler.Dostunun sana düşen işini güzel şekilde görki luzumunda daha fazlası ile karşılaşasın.Düşmanından uzaklaş her dosta bel bağlama,ancak emin olanları seç.emin olanlar allahtan korkanlardır.Kötü insanlarla düşüp kalkma onlardan kötülük öğrenirsin.onlara sırrını verma ifşa ederler.yayarlar.işlerini allahtan korkanlara danış ve onlarla istişare et.Alkametul utaridi: Oğluna vasiyetinde şöyle demiştir.”Oğlum arkadaşlık ihtiyacını duyduğun zaman kendisine hizmet ettiğin kimse seni hizmetci mevkiine düşürmesin.izzeti nefsini koruyan arkadaşlığında sana şeref veren seni ziynetlendiren ve ihityaç anında sana yardım edenlerle düş kalk. Hayır işlerinde sana yardımcı olan iyiliklerini söyleyenkusurlarını gizleyenkimselerle samimi ol. kendisinden birşey istediğin zaman veren ,sustuğun zaman seninle konuşan,sıkıntılı olduğun zamanlarda yardımına koşanlarla buluş.sözünü tastik eden.icabında emrini yerine getiren.tartışma esnasında seni tercih eden.kimselerle sohbet et.Arkadaşlık dostluk edeceğin kişi şu iki kişiden biri olmalıdır.ve bunlardan başkası ile arkadaşlık etmemelisin.birincisi kendisinden din ve ahlak konusunda faydalanabileceğin kişi ikincisi ise din ve ahlak konusunda senden faydalanacak kişi.insanlar 4 kısımdır.1-tatlı: Ondan yeçünkü yemekle ondan doyum olmaz.2-Acı:acı yenmez 3- Mayhoş: o senden birşeyler almadan sen ondan birşeyler al4-Tuzlu: yanlız ihtiyaç zamanında ondan az birşey al.Caferi sadık: 4 kimse ile dostluk yapma demiştir.1-Yalancı.çünkü sen ona inanırsın aldanırsın.zira o serap gibi uzağı yakın yakını uzak gösterir.2Ahmak: ahmaklada dost olma çünkü sana karı dokunacak yerde zararı dokunur.3-Cimri: cimriylede dost olma çünkü o acil olan ihtiyacını bile görmez.4-Korkak: korkaklada dost olma.çünkü o en küçük sıkışmada hemen seni satar. 3 türlü dost vardır.1-ahiret dostluğu:2.- dünyalık dostluğu3-sohbet dostluğu bu üçünü bir adamda bulabilirsen ne mutlu sana .yine dostluk başka açıdan 3 kısımdır.1-gıda.: gida gibi dostluk vucut gıdasız olamayacağı gibi insanda böyle dostsuz olamaz.2- ilaç: ilaç gibi dostluk .bazı zamanlarda ihtiyaç olur. imdadına yetişir.3- hastalık gibi dostluk:İnsan hiçbir zaman onu istemez ama bazen yakalanır.İnsanlar ağaçlar ve bitkiler gibidir. bazısının hem gölgesi vardır hemde meyvesi vardır. Her şekilde sana faydalı olur. ahiretinide dünyanıda kurtarır. bazısı vardır gölgesi vardır meyvesi yoktur. yani dünyalıkta sana faydası vardır ancak ahiretine faydası yoktur. bazısıda vardırki ne meyvesi vardır nede gölgezsi böylelerinden uzak durmalıdır. sana dünyalık ta ahiretlikte faydası olmadığı gibi senin dünya ve ahiretine zarar verir. Sayın okurlarım DOSTLUK HAKLARI 8 DİR:1-MAL:Dostlar arasında mal ile yardımlaşmak 3 derecedir.1-En aşağısı dostunu hizmetçi kabul edip malının fazlasından onun ihtiyacını gidermek.Bir ihtiyacı olduğu zaman sende varsa istemesine hacet kalmadan hemen ihtiyacını temin edersin.zira onu istemeye mecbur etmek dostlukla bağdaşmaz.2- Dostunu kendi seviyende tutmak.Onu mal ve servetine ortak gibi kabul ed…ip icabında malını onunla paylaşmak.3-Dostunu kendine tercih edip onun ihtiyacını kendi ihtiyacına tercih etmek.Dostluğun en üst seviyesi budur .Gerçek dostlukta budur.Eğer dostun hakkında bu üç şeyden hiçbirine sahip değilsen senin o kişiye dost olmadığın anlaşılır.Eğer bu 3 şeyde dostunda yoksa o senin dostun değildir.Hemen ondan uzaklaş kuru kuruya arkadaşlık yapmak . Ölülerle arkadaşlık yapmak kadar luzumsuzdur.Borçlu ve sıkışık olduğun zaman bırak istemeden vermeyi istediğin halde param yok diyorsa Kendisinde yoksa bile başkalrından araştırıp senin işini görmüyorsa bu kişi senin dostun değildir.Hemn ondan uzaklaş.Özetlersek dost ya malının fazlasını sen ondan istemeden sana verir.Ki bu dostluğun en alt derecesidir.Ya kendinde olanı seninle paylaşır.Yada seni kendine tercih eder. Bu üçü de yoksa o kişi senin dostun değildir. Ondan uzaklaş.2YARDIM ETMEK: Dostluğun ikinci hakkı dostunun yardımına o istemeden ve kendi işini sonraya bırakarak koşmaktır.ona yardım ederkende surat asmamak güler yüzlü olmak gerekir.Yoksa söylene söylene surat bir karış yaptığın yardımı dostunun burnundan getiren yardım geçerli değildir.bu dostuna yardım değil zulum olur.HADİS:Peygamberimiz(sav) buyuruyorki.Bilmiş olki Allahın yeryüzünde çok değerli kapları vardır.o kaplar kalplerdir.Bu kalplerin allah katında en sevimlisi günahlardan pak, dinde gayretli,ve dostlarına en yumuşak olandır.Dostlukta usul onun ihtiyacını kendi ihtiyacın gibi hatta daha mühim kabul etmen ve kendi ihtiyaçlarını unutmadığın gibi onun ihtiyaçlarını da araştırıp daima hatırından çıkarmamandır. onun müracatına luzum kalmadan yardımına koşman. ve yardımda bulunurken kendine bir pay ayerman Yaptığın yardımı kabul etmesini lutuf saymandır.Hatta yanlız ihtiyaçlarını gidermekle yetinmeyip önceliği ona vermelisin.Hasan Basri(ra)” demiştirki”Bizim dostumuz bize ailemizden daha sevimlidir. Ailemzi bizi dünyada arar Dostlarımız ise mahşer yerinde arar.demiştir.” Eğer bir dostunuzu 3 gün peşpeşe görmediyseniz. ziyaretine gidin işi varsa yardım edin.Hasta ise onunla ilgilenin.Sayın okurum görüldüğü gibi dostluk öyle basit bir şey değil.lafta dost olmak başkadır gerçek dost olmak başkadır.
3- DİL: Dostluğun 3 .hakkı dildir. Dost gerektiğinde susmasını gerktiğinde konuşmasını bilmelidir. Susması demek dostunun huzueunda veya o olmadığı zamanda dostunun kusurlarını biimezden gelmek. ve onlardan hiç bahsetmemektir.münakaşadan kaçınmak , işin iç yüzünü kurcalalamamaktır.Dostunu yolda gördüğü zaman nerden gelip nereye gittiğini niçin gittiğini sormaz gerçek dost . Çünkü belki açıklamak istemez.belki yalan söylemeye mecbur kalır.Dostunu yalan söylemeye mecbur bırakmak gerçek dostun işi değildir. Dostun yanlızca sana söylediği sırrı aramızda kalsın dediği sırrı başkalarına söylemek ahlaksızlıktır. emanete ihanettir. hatta öyle olmalısınki zamanla dostunla aran açılsa bile hatta düşman bile olma durumunda kalsanız bile sana söylediği sırrı yinede söylememelisin. Dostun hakkında duyduğun kötü sözleri ona söyleyip onu üzme . Dostunun kötülüklerini gizleyip iyiliklerini söyle. Eğer dostunun iyiyliklerini başkalarına söylemiyorsan.Onu çekemiyorsun, kıskanıyorsun demektir.ki dost dostu asla kıskanmaz. hatta onun kendinden üstün olmasını ister.Dostunun ve aile efradının kusurlarını söylemek zaten gıybettir.gıybet değil dostlar arsında herkes için haramdır ama dostlar arasında daha büyük haramdır.Gıybetten kurtulmanın iki yolu vardır.1-Kendi halini düşünmektir.Kendinde bir kusur bulduğun zaman sen nasıl kendi kusurunu düzeltemiyorsan onunda kendi kusurunu düzeltemediğini düşünerek.onu mazur görmelidir.oda senin gibi bir insandır.onunda senin gibi nefsi ve şeytanı var. belkide onun kusurunun aynısı sende yok ama Belkide senin başka kusurların onun kusurlarından daha büyüktür bunu düşün.Onun kusurlarını değil kendi kusurlarını gözünde büyüt onun kusurlarını ise affet.İşte o zaman dedikodu yapmaktan kurtulursun.Nefsinin esiri olmazsın.Kusursuz insan olabilirmi 2- dedikodudan kurtulmanın ikinci yolu Kusursuz dost arayanın dostsuz kalacağını kusursuz insan olmayacağını bilmendir.insanların iyiylikleri olduğu kadar kusurlarıda vardır.aranan iyiliklerin kötülüklerden fazla olmasıdır.mümin kendinin . mümin dostunun daima iyiliklerini hatırlar.Kötülüklerini unuturki bu sayede sevgi ve saygı artar.İnsanların daima kusurlarını araştıranlar.ahlaksız münafıklardır.mimin daima mazeretleri kabul eder. münafık ise daima hataları araştırır.Gerçek dost dostunun kusurlarını bağışlayandır.Hiç kötülüğü olmayan hiç kusuru olmayan bir insan olamayacağı gibi hiçbir iyiyliği olmayanbir insanda düşünelemez. her insanın mutlaka iyi bir tarafı vardır.sen insanların iyi tarafını bul Dostunun iyiliği bir nokta ise o noktayı görmen dostunu memnun eder.ve o nokta kadar. olan iyiyliğinin artmasına sebep olursun. böylece zamanla .dostunun iyiylikleri kötülüklerini geçer. Dostunun kötülüklerini ne kadar büyük olursa olsun görmemen dostunun kötülüklerini azaltmasına sebep olur.Yoksa bir adamın kötülüklerini söylemek, yaymak,ifşa etmek,o ki,şiyi asla o kötülükten vazgeçirmez.Üstelikte aleniyet kazandığı için.gizli yaptığı kötülüğü aşikare yapmaya başlar.ve başkalarınada örnek olur.o halde dostunun iyiyliğini düşünüyorsan kötülüklerini kusurlarını gizle,iyiyliklerinide yay anlat.böylece onu cesaretlendirmiş iyilikleri yapmaya teşvik etmiş olursun Sayın okurlarım ne yazıkki bugün insanar bırakın dostunun kötülüklerini gizlemeyi ve iyiliklerini yaymayı tam tersini yapmaktadırlar. yani dostunun iyiyliklerini gizleyip görmezden gelmekte ve kötülüklerini bire bir katarak abartarak, ekleyerek, dramatize ederek ballandıra ballandıra anlatmaktadırlar. bunun sebebi nefis konusunda işlediğimiz gibi kendi nefislerini temize çıkarmak, kendi nefislerini haklı çıkarmak ve kendi egolarını tatmin etmektir.Kendi kusur ve hatalarını gizleyip,toplum nazarında itibar kazanmaktır.Başkalarının kusur ve hatalarını söyleyerek ve yayarak onları toplumun nazarında küçük düşürmektir.Halbuki böyle yapanlar. kendilerini küçük düşürdüklerinin farkında değillerdir.Dostun hakkında kötü konuşmamak. sana borç olduğu gibi Kalbindende sui zan( kötü düşünce) geçirmemen sana borçtur.Zira Allah(cc) sui zannı yasaklamıştır.(isra.36)”İyi bilmediğin şeyin ardına düşme”(huccurat.12)” Ey iman edenler zannın çoğundan kaçının zira zannın çoğu haramdır.” buyurarak sui zannı kesin olarak yasaklamıştır. peygamber efendimizde HADİS:”Allh(cc) müminin mümine kanını,malını,ve ırzını haram kıldığı gibi aleyhinde kötü zanda bulunmayıda harak kılmıştır.”HADİS:Sui zandan son derece sakının zira sui zan sözlerin en yalanıdır.” Sui zan insanı tecessüse yani kusur araştırmaya sevkeder.zira Allah(cc) bunuda yasaklamıştır.(huccurat.12)” (ismuvvela tecessessü)”tecessüs etmeyin ”yani kusur araştırmayın buyurmuştur.Peygamberimniz(sav) HADİS:Sçz araştırmayın gözünüzle kusur araştırmayın.birbirinize arka çevirmeyin.Ey Allahın kulları kardeş olun(buhari) Gerçkte dost dostu hakkında sui zanda bulunmadığı gibi .Onun kusurlarınıda araştırmaz.Allah8cc9 ayıpları örter.,günahları bağışlar,kulunun kusurlarından vazgeçer.Allah(cc) kendi yarattığı ve milyarlarca nşmet verdiği kullarını bağışlıyor.kusurlarını gizliyor.günahlarını affediyor.da sen nasıl oluyorda kendin günahlara batmışken kendin kusurlu olduğun halde belkide karşındaki allahın huzurunda senden üstün olabileceği halde kusurları bağışlamaz.Açiğa çıkarırsın Yoksa haşa onu senmi yarattın sana ne bu huyundan derhal vazgeç.Bilmiş olki kendin için sevdiğini başkası içinde sevmedikçe bırak dost olmayı kamil bir müslüman bile olamazsın. Elbetteki dostun senden sırlarını, hatalarını gizlemeni bekler.Böyle yapmazsan dostluğunuz biter.Senin dostunun sırlarını açığa çıkarman onu kıskandığını gösterir.Yalanın caiz olduğu yerler vardır. bunlarda biride dostunun kusurları konusunda yok böyle birşey diyerek o kusurun onda olduğunu bile bile yalan söylemelidir. nitekim peygamberimiz(sav)HADİS:”Din kardeşinin ayıplarını örten kimsenin Allah(cc) dünya ve ahirette kusurlarını örter.(ibni mace)HADİS: Bir kişi etrafına bakınarak sana bir söz söylediyse o söz sana emenettir. emenerte hıyanet etmmeli o sözü saklamalısın”(ebu davut)HADİS:” Meeclisler emniyet yeridir.Orada konuşulanlar harice çıkmaz.ancak şu 3 meclis müstesnadır.1-Haksız yere adam öldürülme konusu konuşulan meclis2-başkalarının ırzına taarruz için hazırlık yapılan meclis3-Başkalarının malına tecavüz için hazırlanan bu konunun konuşulduğu meclis.(ebu davut)Ahmak olanın kalbi ağzında,Yani ahmak sır saklayamaz herbildiğini olur olmaz yerlerde söyler.Bu nedenle ahmak ile dost olmamak lazımdır. akıllı olanın dili kalbindedir. Alimin birine sırrı nasıl saklarsın demişler.O haber vereni inkar eder.kaber almak isteyenede yemin ederek o sırrı sakalrım demiştir. Sana emanet edilen sırı göğsüne yerleştir. Öyleki o göğüs o sırrın mezarı olsun.
Eğer dostun sana bir sırrını söylerse. O sırrı tamamen unut. Dostuna sırrını söylemeden önce onu dene sır olmayan önemsiz bir şeyi büyük bir sırmış gibi ona aktar sakın kimseye söyleme diyede tembih et. Sonrda aranız açıldığında o sırı söyleyip söylemediğine bak. Eğer senle dargınken bile sırrını söylemiyorsa o senin gerçek dostundur.Aslında en güzeli sırrını kimseye söylememektir. yavuz sultan selim mısırı fethedeceği zaman çok büyük hazzırlıklar yaptırıyor sefere hazırlanıyordu . fakat hiç kimse seferin nereye yapılacağını bilmiyordu. en yakını olan sadrazam padişahım nereye sefer yapacağımızı bana bile söylemiyorsun yoksa benim sır tutmayacağımımı zannediyorsun. Bana güvenmiyormusun yoksa . diye sorunca padişah kızgınlıkla be hey sadrazam sen beni sırrını saklamaklamı suçluyorsun. Bana güvenmiyormusun ben sırrımı sakalayamzsam senden ne hakla sırrımı saklamamı isterim. emin ol ben sırrını saklayan insanım demiştir.Ne güzel bir cevap sen kendi sırrını saklayama söyle ondan sonrada başkalarından senin sırrını saklamasını iste. akıl işi değil. sen kendi sırrını saklayamayıp söylersen başkaları senin sırrını niye saklasın. onlara kızmaya ne hakkın var değilmi.Sayın okuyucum 4 durumda sana karşı tavırları değişen ile dost olma.1- kızdığı zaman sana tavırları değişiyorsa2-menfaati olduğu zaman sana tavırları değişiyorsa3-Şehvet hisleri galebe geldiği zaman tavırları değişiyorsa4- kalabalık bir ortamda sana karşı tavırları değişiyorsa o kişi dostun değildir ondan hemen uzaklaş. Gerçek dostlar kızdıkları zaman veya seninle araları açıldığı zaman bile iyiyliğini söyler kötülüklerini açığa vurmazlar. gerçek dost olmayanlar ise iyiliğini gizler kötülüklerini açığa çıkarırlar.Dostunun her sözüne itiraz etmemek lazımdır.susmak lazımdır.Kötü kişiyle mücadele üzülmene iyi kişiyle mücadele küstürmene sebep olur.Nitekim peygamberimiz(sav)HADİS:”Haksız olduğu halde mücadeleden vazgeçen kimseye Allah(CC9 cennette kenar bir yerde ev inşa ettirir. Fakat haklı olduğu halde mücadeleden vazgeçene ise cennetin ortasında büyük bir köşk inşa ettirir(tirmizi,ibnimace)HADİS:” Birbirinize arka çevirmeyin husumet beslemeyin,çekememezlik yapmayın,aranızı açmayın,Ey Allahın kulları kardeş molun.Müsliman müslimanın kardeşidir.ona zulmetmez.onu mahrum etmez.onu terketmez.kişiye kötülük olarak din kardeşine hakaret etmesi yeter.(müslim) HADİS:”Mücadeleyi terk edin zira onun karı azdır.faydası az olduğu gibi dostlar arasına husumetin girmesi,ne sebep olur.Şüphesiz luzumsuz münakaşalar dostları azaltır.huzumeti çoğaltır.Bir kişiye düşman olman karşılığında bin kişiye dost olacağını bilsen bile bin dostundan vazgeç. Ama bir kişiye düşman olma.Velhasıl mücadelenin en büyük sebebi karşındakinin cehaletiniortaya koymak suretiyle onu tahkir edip kendisinin akıl ve fazilet ve şeref yönünden üstünlüğünü ortaya çıkarmak karşındakini küçük düşürmketirki bu kibirdir.kendini üstün görme karşındaki küçük görmedir.Bı zaten dostluk değil düşmanlıktır.HADİS:”Kardeşinle mücadele etme onunla alay etme ve ona verdiğin sözden dönme(tirmizi)HADİS:” Siz mallarınızla herkesi memnun edemezsiniz öyle ise onları güler yüz ve güzel ahlakla memnun etmeye çalışın.(taberani hakim.Mücedele güzel ahlakın zıddıdır.Bu konuda o kadar hassas olki mücadele olacağını tahmin ettiğin konuyu dostuna sorma. hatta dostun hadi kalk gidelim dediği zaman nereye gidiyoruz diye sorma.Dostluğun hakkı hiç sormadan kalkıp beraber gitmektir.
4- KONUŞMAK: Dostluğun dördüncü hakkı konuşmaktır. Kardeşlik, arkadaşlık ,dostluk kötü sözlerden susmayı gerektirdiği gibi iyi sözleri konuşmayıda gerekli kılar.muhabbeti arttıracak sözleri konuşmak dostluğun gereğidir. Çünkü dost edinmekteki gaye ondan faydalanmaktır. mesela bir derdi olup olmadığını sormalı ve üzüntüsünü gidermelidir.Neşeli hallerinde neşesini ve sevimcini paylaşmalı ve onu dostunu söylemelidir.Dostluğun manası neşe ve sevinci ,elen ve kederi,paylaşmaktır.Nitekim resulullah (sav) HADİS:”Sizden biriniz kardeğşini vevdiği zaman sevgisini ona duyursun(ebu davut-tirmizi9 buyurmuştur.Peygamberimizin karşınızdakinwe sevdiğinizi söyleyin buyurması sevginin ve dostluğun artması içindir. Siz karşınızdakine seni seviyorum dediğiniz zaman herhalde size düşmanlığı artmaz. öyle değilmi.Aksine oda seni sever ve dostluğunuz artar. Sende karşındalinin seni sevdiğini anladığın zaman ona karşı sevgin iki kat daha fazla artar. Dostluğun gereğinden biride dostunun yüzüne karşı veya arkasından onun hoşlandığı ismle onu çağırmak veya anamaktır.Hz ömer(ra) buyuruyorki 3 şey dostluğu pekiştirir.1-selam vermek2-mecliste yer vermek3-sevdiği hoşlandığı bir ismle çağırmaktır.”Kişi dostunun methedilmesini arzuladığı mecliste dostunu övmeli iyiliklerinden bahsetmelidir. Sevgiyi çoğaltmanında bir yolu budur.bunun gibi aile efradını ,sanatını,işini,aklını,ahlakını,kıyafetini,şeklini,eserini bütün hoşuna gidecek şeylerini yalan katmadan ve abartmadan söylemendir.Bundan da önemlisi arkasından onun iyiyliğine konuşulanları ona söylemendir.Konuşulması gereken şeylerden biriside senin için yaptıklarına ve hatta yapmak istediklerine karşı ona teşekkür etmendir.Hz. Ali(ra) buyuruyorki.”Dostunun kendi hakkındaki samimi düşünce ve niyetlerine teşekkür etmeyen yaptığı iyiliklerede şükretmemiş olur.” demiştir.sevgiyi ve dostluğu arttırmanın bir yoluda gıyabında onakarşı hazırlanan suikast karşılığında veya hakkında söylenen kötü sözlerde onu müdafaa etmektir.Dostluğun hakkı budur.dostunu korumak ve ona yardımcı olmak için dostunun aleyhindeki sözlere karşı çıkacaksın.karşı çıkmazsan veya sende onlarla birlik olup dostunun gıybetini yaparsanız.Bilki dostunun ölüsünün etini yemiş olursun.Nitekim Allah(cc9 (huccurat.12)”Sizden biriniz ölü kardeşinin etini yemeği severmi bunu çok çirkin ,çok iğrenç buldunuz öyle değilmi.o halde mümin kardeşinizin arkasından hoşlanmayacağı şeyleri konuşma.” arkasından dostunun aleyhinde asla konuşma.gıybetini yapma.yapanlarada asla müsade etme.onu savun.gıyabında dostunun seni nasıl anmasını istersen sende dostunu gıyabında öyle an.senin hakkında konuşulduğu zaman dostunun nasıl seni savunmasından hoşnut oluyorsan.sende onun gıyabında onun hoşlanacağı şeyleri söyle.Aleyhinde konuşulan dostunun perde arkasında dinlemekte olduğunu fakat senin onun orada olduğunu bilmediğini farzetsen o zaman nasıl konuşmak isterdin.ve hangi sözlerini ona duyurmak isterdin.işte dostunun gıyabındqa (arkasında)böyle konuşmalısın.Dostunun arkasından konuşurken seni duyduğunu farzet onun huzurunda nasıl konuşuyorsan arkasından aynı şekilde konuş hatta daha fazla onu överek konuş.onun yerine kendini koy. onun senin hakkında hangi konuşmasından hoşlanırsan sende sende onun hakkında öyle konuş.işte bu kendisi için iyi gördüğünü başkaları içinde iyi görmektir.Kendisi için sevdiğini başkaları içinde sevmektir lSayın okurlarım dostuna öğüt vermek ve öğretmek buda dostluk haklarındandır.Dostun ilme olan ihtiyacı mala olan ihtiyacından az değildir.Şayet ilim yönünden zengin isen ilmini dostunla paylaşman gerekir.Onun dünya ve ahiretine yarayacak şeyleri ona öğretmen gerekir.Şayet öğrettiklerini yapmazsa nasihat etmen öğüt vermen gerekir.Ancak ona nasihati tenha yerde kimsenin olmadığı yerde vermen gerekir….Ona nasihat etmenin sanada faydası olur.Kendi hatalarını onda görünce kendi hatalarını anlarsın.nitekim peygamberimiz8sav) !! Mümin müminin aynasıdır.”(elmüminu miratül müminin)Buyrmuştur.imam şafi:” Kardeşine dostuna gizli nasihat edip öğüt veren onu yükseltmiştir.Halk arasında ona öğüt veren ona hakaret etmiştir.Sen nasılki hatalarının başkalarının yanında duyulmasını istemezsen dostunda hatalarının başkalarının yanında duyulmasını istemez.Allah ile münasebetin onun emirlerine uymakla halk ile sohbetin onlara nasihat etmekle nefis ile buluşman ona muhalefet etmekle şeytan ile buluşman ona düşmanlık etmekle, dostun ile buluşmanda ona muhabbetle olsun.
5- HATALARI AFFETMEK: Dostluk haklarından 5.cisi dostun hatalarını affetmektir.Dostun işlemiş olduğu bir takım hata ve kusurları affetmek gerekir.Dostun hatası ya dininde olur.ya dünyasında olur.Dostunun dinde olan hatalarını ona nasihat ederek gidermeye çalışırsın.Eğer isyan etmeye devam ederse onu yola getirebileceğine ve kendinde o hataya düşmeyeceğine eminsen onu hatalarından vazgeçirimceye kadar ondan ayrılma ama yola gelmeyeceğine inanıyorsan sende onun yaptığı hataya düşmekten korkuyorsan derhal ondan vazgeç.Ondan uzaklaş. Dostunun sana karşı yaptığı hataları affetmeye gelince gerçek dost isen dostunun sana karşı yaptığı hataları affedersin sana kötü bir söz söylediği zaman söyleyen iyi adamsa bağışla kötü adamsa karşına alma.Dostunun hoşuna giden taraflarını al hoşuna gitmeyen taraflarını at.sebdiğin kimseyi aşırı sevme gün gelir sana düşman olur.kin ve nefret ettiğin kimseyede aşırı nefret duyma gün gelir dostun oluverir. utanırsın
6-DUA: Dostluğun altıncı hakkı dostun için dua etmektir.Peygamberimiz(sav) buyurduki HADİS:”Bir kimse dostuna gıyabında dua ettiği zaman bir melek Allah(cc) sanada dua ettiğin gibi versin diye dua eder.”HADİS:” Kişinin kardeşi hakkında yapmış olduğu dua asla reddolunmaz.” Sayın okurlarım gerçek dost dostu için daima dua eder. Dua ettiği zaman aynı zamanda kendisine dua etmiş olduğunu yukarıdaki hadisi şeriften anlıyoruz. O halde hem kendimiz hem de dostumuz için dua etmeliyiz.
7-VEFALI OLMAK: Dostluğun haklarından yedimcisi dostunu unutmamaktır.Öldükten sonra dahi onu hatırlamak yadetmek peşinden dua etmek , rahmet göndermek,ruhu için kuran okumak ve hayır yapmak gerekir.Muhtaç olduğun zaman sana yaklaşan, genişlik zamanında malına göz dikmeyen, yükseldiği zaman üstünlük taslamayan, senden ayrıldığında seni untmayan,öldüğünde seni anan, dosttur gerçek dost.
8- DOSTUNA YÜK OLMAMAK: Dostluk haklarından biride ona yük olmamaktır. Dosta luzumsuz tekliflerde bulunulmamalı,mümkün oldukça ihitiyacımızı ondan gizlemeli, ve elden geldikçe ondan bir menfaat mal,para,makam,mevki,v.b şeyler isteyerek dostu zor durumda bırakmamalıdır. Dostluk sade olmalıdır.İnsanların araralarının açılması luzumsuz külfet ve zahmetten kaynaklanmalıdır. dostu bunaltmamalı onu zor duruma düşürmemeli,ona yük olmamalıdır. Sayın okurlarım. Günah işlediğinizde,sizin affınızı dileyen,hata yaptığınızda sizin namınıza özür dileyen,sıkıntılı anaınızda size yardım eden,ve size yük olmamaya çalışan kişilerdir sizimn gerçek dostunuz. Dostluk ve sevgi külfeti terketmektir.külfeti olmayanın sevgisi ve dostluğu,ağırlık vermeyenin, bunaltmayanın, bıktırmayanında muhabbeti daim olur.İnsanlarla güzel geçinmek istersen ister dostu…n olsun ister düşmanın olsun. hepsine güler yüzle karşıla herkese karşı zillete düşmeyen bir tevazu ve kibire varmayan bir vakar içinde ol . Heri işte daima orta yolu tut., Omuz başlarına bakma yüze göze bak,iltifata layık olmayana iltifat etme kendini senden üstün görür ve seni küçümser.Halk arasında bulun,mecliste tevazu ile otur.parmak çıtlatma,yüzüğünle oynama,sakalını,bıyığını,dişlerini,ve en önemlisi burnunu karıştırma,sinweklerle oynama,zorunlu olmadıkça öksürme,hele balgam atmak çok büyük terbiyesizliktir.,sümkürme,gerinme,esneme,sözlerin düzgün, sohbetin faydalı olsun.Güzel sözleri can kulağı ile dinle,sürekli kendinden bahsedip durma,süslenmekte aşırıya kaçma,isteklerinde ısrarcı olma,sırrını değil başkalarına ailene bile söyleme, varlığını başta ailen olmak üzere kimse bilmesin.çünkü varlığın yani paran malın az ise küçük görürler hakaret ederler. sana yardım etmezler.(sana işlerinin düşmeyeceğini anladıkları için) eğer varlığın fazlaysa o zaman da ihtiyaçları hiç bitmez senin elindekini almak için her yolu denerler.Ellerinle işaret edip durma,hiddetlendiğin zaman konuşma sakinleşince konuş,Bir meclise girince mutlaka selam ver,ve önündeki insanları çiğneyipileri geçme,boş bulduğun yerde otur.hususi mevki arama,yollar üzerinde oturma,ama oturmak zorunda kalırsan gelen geçeni süzüp durma,düşkünleri loru,mazlumların elinden tut,ayak takımları ile düşüp kalkma,zaruret olmadıkça onlarla oturma, insanlarla şakalaşma
Sayın okuyucum ölü olsen diri olsun,küçük olsun,büyük olsun,Alim olsun,cahil olsun,kadın olsun,erkek olsun,fasık olsun zahit olsun,köle olsunhizmetçi olsun,zenci olsun sarışın olsun,ne olursa olsun asla hiçkimseyi küçük görme. küçük gördüğün anda helak olursun.Şayet bir insanı kötü biri olarak görüyorsan.ne malum sen sonunda kötü ölürsünde o kişi düzelir iyi olarak ölür.Ne biliyorsun onun imansız senin imanlı olarak öleceğini sana bildirenmi var.Yoksa Allahın haşa sana böyle bir garantisimi var.Dünyalık bakımındanda kimseye heves etme. Çünkü allah katında dünyalıkların hiçbir değeri yoktur.Dünya ehline heves ettiğin an dünyayı gözünde büyütmüş Allahın nazarında ise küçülmüş olursun.Dünyalık elde etmek için dinindedn taviz verme.böyle yapmakla dünyalık olanlarında gözünde küçülmüş hem dünya hemde dininden olmuş olursun.Şayet dünyalıklarına nail olursan iyiy verip kötüyü almış olursunki bu alışveriştede aldanmış olursun.Onlara açıkça husumet besleme sonra müşkil vaziyete düşersin. onların dini kaybolur. Ancak bu gibilerin gayri meşru ve kötü işlerini gördüğün zaman onların bu kötü işlerine buğzet. ve isyanları sebebiyle oğrayacakları ilahi azaptan dolayı onlara acı varacakları cehennem onlara yeter.senin daha fazla kin tutmana luzum yok Onlaerın samimi olmayan sevgi, ilgi ve alakalarına bel bağlama Halinden onlara şikayet etme. Allah seni onlara havale eder. Sonra daha çok perişan olursun.gıyabındada göründükleri gibi olmalarını bekleme çünkü bu boş bir ümittir.. Onlardan birşey bekleme onlardan birşey ummak insanı zillete düşürür. ihtiyacın yok diye kimseye kibirlenme.zira Allah(cc) birgün seni onlara muhtaç eder. ve kibirinin cezasını sana çektirir.Birisi bir ihtiyacını yerine getirdiği zaman o kendisinden istifade ettiğin kardeşin sayılır. Fakat ihtiyacını görmedi diye kimseyede kafa tutma. Sonra sana daha büyük kin besler.kendisinde kabul emereleri görülmeyen kimseye vaaz etmekle meşgul olma. çünkü o seni dinlemez. Sözlerinden kızar.ve sana husumet besler.öğüt ve nasihatin umumi bir muruzattan olsun. hiçbir şahsı hedef alma. Onlardan bir ikram bir iyilik gördüğün zaman Allaha şükret. Çünkü onu yaptıran odur. Seni onlara havale etmesinden Allaha sığın. onlardan bir zarar bir kötülük gördüğün zaman Onları havale et.ve kötülüklerinden allaha sığın. sakın intikam almaya kalkma daha büyük zararla karşılaşır.Ömrünü boşa geçirmiş olursun. Onlara siz benim kadar bilemezsinbiz deme,iy bilki hakkın olsaydı Allah onların gönlünde sana bir mevki bahşederdi Gönüllere sevgi ve husumeti koyan Allahtır.aralarında bulunduğun müddetçe doğru sözlerini dinle yanlış sözlerine karşıda sağır ol.haklarını muhafazada konuş yanlış işlerinde dilsiz ol.herkes ile sohbet etme. çünkü insanların çoğu en küçük hatayı bağışlamaz.kusurları mrrtmez.inceden inceye herşeyin muhasebesini yapar.sendeki pireyi deve yapar.açığını arar bulur.ve bulduğu bu açıkla sana acımasızca vurur.hiç insaf etmez hiç acımaz.hiç merhamet etmez.tek gayesi vardır.seni rezil etmek ,küçük düşürmek,kınamak,senin zayıf tarafını kollar.seni acımasızca kullanır.senin çektiğin acılardan başına gelen dertlerden ,sıkıntılardan sonsuz bir haz ve keyif alır.Senin başarılı olmanı senin sevilmeni, asla istemez.bundan müthiş bir rahatsızlık duyar.Kıskancından kudurur.Deliye döner.Böylelerini dost zannetipte.onu kıskandıracak başarılarını, kazanımlarını ona analatma kıskançlığından hepten kudurmasına sebep olursun.
Yanlışlık ve yanılma sebebiyle yaptığın hataları arar ve asla bağışlamaz. söz taşıyarak ve iftira ederek ahbaplarını sana düşman eder. İşte böyle kişiler ile düşüp kalkmak sana zarar vermekten başka işe yaramaz. Hemen onlardan uzaklaş bunlar koyun postuna bürünmüş kurtlardır.Seni tuzağa düşürmek için ellerinden gelen her hileye başvururlar.Senin bulunduğun toplumda başakalarını kötüler sonrada sanki o sözü sen söylemişsin gibi suçu senin üzerine atar o söyledi der. Sayın okurlarım nefsi emmarenin ,şeytanın ve insan şeytanlarının hileleri desiseleri,tuzakları, planları saymakla bitmez. Sayın gençler dostluk bölümünü sizin için yazdım yoksa biz yaşlılar . dostlarımız zannettiklerimizden yediğimiz kazıklardan dolayı zaten herkesten soğuduk bizm olsa olsa bir iki dostumuz vardır.Siz gençler gibi yüzlerce arkadaşımız yoktur. Çünkü biz gerçek dost ararız siz ise vakit geçirecek,eğlenecek arkadaşlar ararsınız.Daha önce yazmıştım ama o hikayeyi okumayan arkadaşlarım için tekrar yazıyorum. Bir zamanlar zengin bir adam ve bir tek oğlu vardı. Adamın bir tek dostu oğlunun ise yüzlerce arkadaşı vardı. Baba oğluna oğlum bunlar senin dostun değil bunlar kendi çıkarları için, kendi menfaatleri için seninle arkadaş oluyorlar. Seninle hoş vakit geçirdikleri için, senin paranı harcadıkları için seninle birlik oluyorlar. Bunlar iyi gün dostu düşsen hiçbiri yanında olmaz. bunlarla olan arkadaşlığına son ver dedikçe oğlu .baba sen beni kıskanıyorsun senin tek bir arkadaşın var oda sana uzak ayda yılda bir görüşüyorsunuz. sen arkadaş edinemediğin için beni kıskanıyorsun diyor babasını dinlemiyordu. babası birgün bir koyun keser ve bir çuvala koyar derki oğlum bu çuvalı sırtına al arkadaşalrını dolaş onlara deki ben bir adam öldürdüm cesedi ve kendimi saklamam lazım bana yardım edin de. hangisi seni kabul ederse gerçek dostun o onunla arkadaş ol ötekilerden vazgeç tamamımı deyince oğlu olurmu baba arkadaşlarım benim için canlarını verir.göreceksin hepsi beni ağırlamak için sıraya girecek. der ve gider. günlerce eve uğramaz. en sonunda birgün sırtında çuvalla geri gelir. babasına sen haklıymışsın baba bunların hepsi iyi gün dostuymuş der. Babası birde benim arkadaşı deneyelim bakalım der. ve oğlunu arkadaşına gönderir. Oğlu durumu babasının arkadaşına anlatır .adam derhal çuvalı birine verir ona derki bu çuvalı tarlaya göm ve üzerinde sarmısak ek. arkadaşının oğlu torbayı tarlaya gömer ve üzererine sarmısak eker. Kimsa şüphelenmesin diye. Delikanlı gayet memnun babasının yanına gelir. Babasına derki senin arkadaşın gerçek dosmuş. Beni çok iyi karşıladı. Ve torbayı bir tarlaya gömdürdü. Üstelikte üzerine sarmısak ektirdi. Dedi. Babası oğluna git şimdi aynı adama şiddetli bir tokat at bakalım. ne cevap verecek. Oğlu baba ne yapıyorsun . Adam bize bu kadar iyilik yaptı . Karşılığı bumu olacak. Ben yapamam dedi. Babası ısrar edince gitmek zorunda kaldı. Adama şiddetlibir tokat attı. Adam gülerek oğlum git babana selam söyle değil bir tokat öldürülsekte o sarmısak tarlasının sırrını kimseye söylemeyiz. dedi. Adam da hemen arkada onları takip ediyordu. Dediki oğlum gördünmü gerçek dostluk böyle olur. Oğlum git gömdüğün koyunu çıkar pişirde yiyelim. Ben seni denemek için bunu yapmıştım. İşte gerçek dostluk budur. Dostunun zor zamanında yanında olmak. V e sırrını saklamakdır. gerçek dostluk. Ah bugün böyle dostluk kaldımı? Hiç sanmıyorum
HASET(KISKANÇLIK
(Bakara.34-35-36 )”Hani biz meleklere Ademe secde edin demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi. Ve büyüklük tasladı(ve kıskandı) böylece kafirlerden oldu. Biz ey Adem sen ve eşin havva beraberce cennete yerleşin orada kolaylıkla istediğiniz zaman her yerde cennet nimetlerinden yiyin. Sadeceşu ağaca yaklaşmayın. Eğer bu ağaçtan yerseniz. her ikinizde kendine kötülük eden zalimlerden olursunuz. dedik.Şeytan onların ayaklarını kaydırıp haddi tecavüz ettirdi.ve içinde bulundukları cennetten onları çıkardı.Bunun üzerine bir kısmınız diğerine düşman olarak inin yeryüzüne sizin için barınak ve belli zamana kadar yaşamak vardır. Dedik:”
(Nisa.118-121)Allah onu(şeytanı)lanetlemiş oda yemin ederimki kullarından belli bir pay edineceğim.(bir kısmını kendi yoluma çekecek cehennemlik yapacağım.) demiştir. Onları mutlaka saptıracağım muhakkak onları boşkuruntularaboğacağım., kesinlikle onlara emredeceğimde hayvanların kulaklarınıyaracaklar.(putlar için) nişanlayacaklar. Şüphesiz onlara emredeceğimde Allahın yarattığını değiştirecekler. Dedi.Kim Allahı bırakırda şeytanı dost edinirseşüphesiz apaçık ziyana uğramıştır. Şeytan onlara söz verir ve onlarıümitlendirir. Halbuki şeytanın onlara söz vermesi aldatmacadan başka birşey değildir.İşte onların yeri cehennemdir. Onlar kaçıp kurtulacakbir yerde bulamayacaklardır.”
(isra.61)”Meleklere Ademesecde edin demiştik. İblisin dışında hepsi secde ettiler. İblis ben dedi çamurdan yarattığına secdemi ederim.”
Sayın okurlarım bu ayetlerdende açıkca anlaşıldığı gibi kıskançlık ve kibirşeytanın işidir,sanatıdır,amelidir yani kısakanan ve kibir eden kişi şeytanın ta kendisidir. Nitekim Allah(cc) bakınız ne buyuruyor. (Felek. 1-2-3-4-5)”(guleğuzu birabbilfelek) Deki feleğin(alem) rabbine sığınırım.(kimden Allaha sığınalım)(veminşerri hasidin iza haset)” Haset ettiği zaman hasetcinin şerrinden”(kim bu haset edenler)(minelcinneti vennas)”cin ve insan şeytanları.” Bu ayetlerden de açıkca anlaşıldığı gibi haset edenler yani kıskananlar şeytanın ta kendileridir.Bir insanın hem kıskanç olup hemde cennetlik olması mümkün değildir. Bunu iddia etmek şeytan da cennete girecek demek kadar gülünçtür. Çünkü haset eden kişi sadece şeytan değil aynı zamanda kafir olmuştur. Neden? diye sorarsanız işte cevabı.
(Necm.49)” Zengin kılanda fakir kılanda Allahtır.” KISKANÇ KAFİR GİBİDİR
(Rad. 26) ”Allah dilediğine rızgını bollaştırır, dilediğinede daraltır.”
(Bakara. 105)” Halbuki Allah rahmeti dilediğine verir.
(Yunus. 107)” Eğer Allah sana bir zarar dokundurursa onu yine ondan başka giderecek yoktur.Eğer sana bir hayır dilerse onun keremini geri çevirecekta yoktur. O hayrını kullarından dilediğine eriştirir. Ve o bağışlayandır, esirgeyendir.”
(İsra. 30)” Rabbin rızgı dilediğine bol verir dilediğine daraltır.Şüphesizki o kullarından haberdardır. Çok iyi görür”
(Kasas. 82)”Demekki Allah rızgı kullarından dilediğine bol veriyor dilediğinede az.” Bu ayetlere benzer birçok ayet kuran-ı kerimde mevcuttur. Görüldüğü gibi Allah(cc) Zenginliği ,hayrı ve rızgı dilediği kimselere bol vereceğini dilediği kimseleride fakir bırakacağını bildirirken kıskanç bir insanın Zengini kıskanması Allahın emirlerine karşı gelmek bu ayetleri inkar etmek değilmidir? Allahın takdirine karşı gelmek ayetlere inanmamak şisk değilmidir.Buayetler bize şunu gösteriyorki. Hasidin haset etmesi kıskançların zengini kıskanması onların ellerindeki zenginliğin yok olması için çabalamaları. boşuna gayrettir. Çünkü yukardaki ayetlerde Allah(cc) zenginin elinden varlığını kendi izni olmadan hiç kimsenin alamayacağını açıkça belirtiyor. Yani kıskanç kişi ne kadar çabalarsa çabalasın zengini elinden malını alamaz. Ancak kendine ve topluma zarar verir. Ayrıca Allah(cc) haset etmenin kendisine isyan olduğunu şu ayette açıkca belirtiyor.
(Nisa.54)”Yoksa onlar Allahın lutfundan verdiği şeyler için hasetmi ediyorlar.” Görüldüğü gibi Allahın verdiği nimetleri kıskanmanın Allahın lutfunu kıskanmak olduğunu bildiriyor. KIskanç insanlar aynı zamanda Allahın adaletini beğenmiyor demektir. İşte ayet
(Zuhruf.32)”Bak birbirlerine iş gördürmeleri için kimini ötekine derecelerle üstün kıldık.” Bu ayette Allah(cc) Dünya düzeninin devamı için , hayatın devamıiçin insanların kimisini zengin kimisinide fakir kıldık buyuruyor. Doğrusu bu değilmi? herkes zengin olsa hizmeti kim yapacak memurluk,ustalık,aşcılık,temizlikcilik,amelilik v.b kim yapacak Dünyanın düzeni bozulur. Herkes fakir olsada öyledir. Öyle ise herkesin zengin olmak istemesi ve kıskançlığı Allahın koymuş olduğu adalete baş kaldırmaktır. İşte kıskancın(hasetcinin) kafir olduğunu bildiren açık ayet.
(Bakara. 120)” Size bir iyilik isabet etse kafirler fenalaşır. Başınıza bir musibet gelse buna da sevinirler.” Demekki ey kıskanç insan neymiş sen kafirmişsin ben kafir değilim diyorsan yukarıdaki ayete bak eğer arkadaşın, akraban, eşin dostun güzel bir ev veya araba aldığında üzülüyorsan ,kıskanıyorsan, eğer akrabanın,arkadaşının,eşinin dostunun başına kötü bir şey geldiği zaman seviniyorsan hiç zorlama direkt kafirsin. Bakara 120 ayeti bir kere daha oku tefsirleri araştır. müslümanı kıskanan kafirdir. vesselam. TARİHTE KISKANÇLIK
(İsra.7)” İyilik edende kendine kötülük edende kendine eder.” Ey bilmeyerek kafir olan kıskanç kişi sen kimseye kötülük yapamazsın çatlasanda patlasanda zengine bir zarar veremezsin ancak kendine ve çevrene zarar verirsin. Hırsından, öfkenden kuduruyorsun. Hasetin ateşi ciğerlerini yakıyor. Ne gece uyku uyuyabiliyorsun nede gündüz kendini işe verebiliyorsun. acılar içinde kıvranıyorsun. Halbuki karşındaki insan varsın zengin olsun sana ne zararı var. ONun zenginliğinden elbet fayda görürsün fayda görmesen bile en azından senden istemez sana zararı olmaz. Aslında akıllı insan düşmanın bile zengin olmasınıister neden? çünkü düşmanın kendi malının derdine düşer de senle uğraşamaz. seni nazarlamaz, seni yıkmak için hileler yapmaz. Kıskançlık gerçekten korkunç bir hastalıktır. Kıskanç insan karşısındakinin elindeki yok olmadıkça huzur bulamaz. Kıskançlık krizlerine girer öyle bir hale gelirki bazen kıskandığıkişiyi öldürmek ister ve bazende gerçekten öldürür üstelik bu öz kardeşide olsa .Tarihte ilk adam öldürme kıskançlık yüzünden yaşanmış üstelikte öz kardeşkardeşini öldürmüştür. Bu olay Kuran-ı kerimde şöyle geçmektedir.
(Maide 27-30)”Onlara ademin iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat. Hani birer kurban taktim etmişlerdide Birisinden kabul edilmiş birisinden kabul edilmemişti.Kurbanıkabul edilmeyen kardeş kıskançlık yüzünden andolsun seni öldüreceğim dedi.Diğeride Allah ancak takva sahiplerinden kabul eder dedi.Nihayet nefsi onu kardeşini öldürmeye itti . Ve onu öldürdü bu yüzdende kaybedenlerden oldu.”Görüldüğü gibi kıskançlıok öyle tehlikeli bir hasatalıktırki öz kardeşini hiç acımadan öldürebiliyor. Bu ayettende anlıyoruzki kıskançlık en fazla kardeşler arasında vuku buluyor. Çünkü en fazla çıkar çatışması kardeşler arasındadır. nitekim Yine paygamber çocukları olan Hz yakubun oğulları öz kardeşleri yusufu ölsün diye kuyuya atmışlardır. Bu mesele kuarn- kerimde şöyle geçer.
(Yusuf.7)”Andolsun yusuf ve kardeşlerinde almak isteyenler için ibretler vardır.Kardeşleri dedilerki yusufla kardeşi bünyamin babamıza bizden daha sevgilidir. Halbuki biz kalabalığız. Şüphesizki babamız büyük bir yanlışlık içindedir. Aralarında dedilerki yusufu öldürün veya onu uzak bir yere atınki babamızın teveccühü(sevgisi) yanlız size kalsın”. İşte bu ayetlerde bize gösteriyorki kıskançlık en fazla kardeşler arasındadır.. KISKANÇLIK ÇEŞİTLERİ
Haset çirkin huyların en zararlılarındandır. Bütün insanlarda bulunabilir ancak derece derecedir.Kimi insanda bir an için gelir hemen geçer, kimi insanda ise iyice kalbe yerleşir.Haset genellikle bir nimete karşı olur. Allah(cc) bir insana bir nimet bağışladığı zaman diğer insanda şu iki şeyden biri olur. 1-O nimeti çok görerek o nimetin gitmesini istemek buna haset etmek denir.2- O nimetin gitmesini istememek ve o nimettten kendisininde olmasını istemektir. Bunada gıpta denir. Gıpta günah değildir. Mümin gıpta eder. kafir ise haset eder. gıpta etmek toplumun ilerlemesiiçin gereklidirde çünkü nimete kavuşmak için çalışma ve gayret vardır. Demekki burada önemliolan karşındakinin malının yok olmasını istememektir. Yoksa o maldan benimde olsun demek ve olması için çaba göstermek haset olmaz. günahta olmaz. gıpta ile haset birbirine karıştırılmamalıdır. Hasetin en ağırı sadece bende olsun başka hiç kimsede olmasın durumudur ki bu son derece tehlikelidir. Haset eden kişinin neyi kıskanacağını kestirmek mümkün değildir. O kadar saçma sapan şeyleri kıskanırkişaşırırsınız. Toplum tarafından hiç değeri olmayan şeylerede haset edilir. Veya gayet normal şeylerede haset edilir. Mesela eşinizle gayet doğal olarak evinizin bahçesinde oturmuş çay içiyorsunuz. Bunu kıskanan komşu kadınlar vardır. Kıskanç insanın kıskanmayacağı hiçbir şey yoktur. Kaldıki kıskanç insan sadece kendinde olmayanı değil kendinde olanıda kıskanır. Mesela kendisinin evi vardır. Ama başkasının evini kıskanır. O evin kendi evinden daha güzel veya büyük oması gerekmez. O ev kendi evinden küçük ve adi olsada O kimki ev yapıyor. Nasıl yaptı bu maaşla bu evi der kıskanır. Sadece kendisinin evi olmalıdır. Başkasının evi olmamalıdır. Eve arabaya tek layık odur. Başkalarıbunlara sahip olmamalıdır. Kendisi herkesten varlıklı olmalıdır. En üstün o olmalıdır. Herkes kendisinden düşkün olmalı herkes ona muhtaç olmalı herkes karşısında eğilmeli ona yalvarmalı oda yardım etmeyerek reddederek egosunu tatmin etmelidir. Bu zevki yaşamalıdır. Demekki hasit kişiler fakir kişiler değil dünyaya tapan kişilerdir. Allah korkusu olmayan kişilerdir. Mal ve parayıilah edinen kişilerdir. Kendilerini beğenmiş gururlu kibirli kişilerdir. Kıskançlık sebeplere belki binlercedir. nimet,sevgi,itibar,miras,mevki,güzellik,servet,çevre v.b sebeplerdir. Sayın okurlarım kıskançlığın atom bombasından daha tehlikeli olduğunu söylemiştim. Bunu biraz açmak istiyorum. Bugün bir köy,bir şehir, bir ülke kalkınamıyorsa bilinizki ilk sebebi kıskançlıktır. Bir köyde muhtar,birşehirde belediye başkanı, bir ülkede başbakan hizmet yapmak istese muhalefet tarafından hemenengellenir. Sebep çok haincedir. hizmet eden muhtar,belediye başkanı,başbakan halkın gözünde sevilir ve tekrar seçilir. Seçilmemesi için hizmeti engellenmelidir. İşte olan o köyde ,şehirde ve ülkede yaşayanlara olur. KISKANCIN ACI SONU
Kıskanç olan kişi kıskandığı şeyin yok olması için elinden gelen herşeyi yapar. Her türlü riske girer,her türlü tehlikeye gözünü kırpmadan atılır.Bu uğurda parasını,malını,vaktini,zamanını, canını,şerefini,haysiyetini herşeyini hiç çekinmeden riske atar. Artık ona odaklanmıştır. Öyle huzursuz olurki gece sabahlara kadar gözüne uyku girmez. Sanki bir ateş kalbini sarmış cayır cayır yanmaktadır. Öyle bir ateşki söndürmek mümkün değil. O ateşi söndürmenin tek yolu Kıskanılan şeyin yok olmasıdır. Bu olmayınca kıskanç kişinin morali bozulur. huzursuzluktan doğru dürüst yemek yiyemez, işiyle ilgilenemez. çoluk çocuğuyla ilgilenemez. İşinden olur ,eşinden olur. Kendini içkiye ve kumara verir kendini perişan eder. Fakat bir türlü kalbindeki kıskançlık ateşi sönmez. serseri mayın gibi ortalıkta dolaşır. kızar, sinirlenir,kırar düker, küfreder Allaha isyan eder. günahkar olur. hatta kafir olur dinden çıkar. Ama ne yapsa nafiledir. O ateş içinden gitmez. Hatta dahada büyür çünkü uğruna herşeyini işini,eşini,çocuğunu,akrabasını,arkadaşlarını,dostlarını,sağlığını,dünaysını ve ahiretini kaybettiği şey hala karşısında dim dik durmaktadır. O halde artık yapılacak tek şey vardır. Kıskanılan şeyi yok emek yani karşısındakini öldürmek oda öyle yapar. kıskandığı kişiyi öldürür. ve hapse girerek rahatlar. Kıskanç insan gerçekten saatli bomba kadar tehlikelidir. Kıkançlığı yüzünden hapislerde çürüyen binlerce mahkum vardır. Şimdi akla iki soru gelir. 1- kıskancınşerrinden nasıl korunabiliriz.2- kıskanç olan insan bu dertten kurtulmak için ne yapmalıdır. Kıskancın şerrinden kurtulmak için çareyi kuran-ı kerim veriyor.(Felek.5)(veminşerri hasidin iza haset)”Haset ettiği zaman hasidinşerrinden Allaha sığının.”Görüldüğü gibi kıskançlık son derece tehlikelidir ve zararı son derece fazladır. Yani kıskanan adamın kalbindeki kıskançlık ateşini nasıl söndüreceksiniz. Size vereceği zararı nasıl önleyeceksini ki Kıskancın verdiği zararın en hafifi malı veya kişiyi nazar etmektir. Dolayıısıyla hem maddi hemde manevi birçok zararları olabilir. O nedenle en önemli tedbir Allaha yalvarmak yakarmaktır.Allaha sığınmaktır. Birde kıskançlık şiddetini azaltmak için çaba gösterilebilir. Mesela onun kıskanacağı malı veya eşyayı veya durumu saklamak , ona göstermemek, Veya ondan bu kişiyi faydalandırmak misal araba aldıysanız onuda arabınıza bindirmek gibi, Ona kareşı mütevazi olmak hava atmamak, övünmemek kıskaçlık ateşini hafifletebilir. ama ne yazıkki günümüz insanı her yaptığı işi karşısındakini kıskandırmak için yapmaktadır. Herkes özelliklede kadınlar hava atma peşindedir. Başkalarını kıskandırma peşindedir. Bunu yapmamalıdır. Elimizdeki nimetin birde külfeti olduğunu bu varlığı ele geçirmek için çekilen sıkıntıları , verilen çabaları ve fedekarlıkları anlatmak bu verlığı kazanmak için nasıl gece gündüz çalışmak zorunda kaldığınızı. Ne kadar büyük borca girdiğinizi anlatmakta fayda vardır. Unutmayalımki kıskançlık bir hastalıktır. bizlerde bu hastaların iyileşmesi için çaba göstermeliyiz. Atalarımız fırından aldıkları ekmeği bile gizleyerek taşırdı neden? evine ekmek götüremiyen kıskanmasın diye Ama bugün biz ne yapıyoruz. Başkalarınıkıskandırmak için milyarlaraca borca girip lüks arabalar almakta , hava atmak için sürekli evin eşyasını değiştirmekte israf etmekteyiz. buda toplumu israfa teşvik etmekte tpoplumda huzur kalmamaktadır. KISKANÇLIĞA ÇARE
Halbuki peygamberimiz(sav) ve sahabiler ve onlardan sonraki alimler,evliyalar, zenginler fakirin evinde olmayan bir şeyi kendi evlerine koymamışlar, fakirin binemediği bineğe binmemişler. Fakirin yemediği yemeği sofralarına koymamışlardır.Daima fakire mütevazi davranmışlar onları küçük görmemişlerdir. Herzaman onların yanında olmuş onalara yardım etmişlerdir. Böylece o korkunç atom bombasında tehlikeli kıskançlığı önlemişlerdir. Halbuki bugün böylemidir. maalesef böyle değildir. Kıskanç insana nasihat etmeli, bu dünyanın gelip geçici olduğunu malın,güzelliğin,makamın,herşeyin geçici olduğunu anlatmak gerekir.
Kıskanç olan insan bu hastalıktan nasıl kurtulur. Kıskan olan insan ilk önce herşeyin geçici olduğunu kafasına yerleştirmelidir. Ve şu ayeti sürekli aklında tutmalı unutmamalıdır.(Enam.32)”Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka birşey değildir. Allahtan korkanlar için ahiret yurdu. elbette daha hoştur. güzeldir.”Yine başka bir ayet (hadid.20)”Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlilikten ibarettir.” İşte insan bu dünya hayatının ve içindeki nimetlerin geçici olduğunu hatırından çıkarmazsa kıskançlığı azalabilir. Her nimetin ayrıayrı hesabının verileceğini bu nimetin nasıl kazanıldığını,nasıl harcandığındığını, zekatının verilip verilmediğini.nerelere harcandığınımutlaka soracağını aklından çıkarmamalıdır.Ayrıca şöyle düşünmelidir. Çok şükür akrabam,arkadaşım,dostum , komşum bana muhtaç değil onlar muhataç olsalar onlara yardım etmek zorunda kalacaktım. yardım etmesem hem vicdanım,hem toplum hemde allah katında mesul olacaktım. Bunuda düşünmesem bile benim mallarımda gözleri olduğunu sanıp malımı nazarlamalarından,çalmalarından veya zarar vermelerinden korkacaktım ,çekinecektim, tedirgin olacaktım.Rahatım huzurum kaçaçaktı. Servet insana meşguliyet,ızdırap,çalışma,korku,stres verir. Atalarımız Allah benden önce komşuma versin boşuna dememişlerdir. OLandan zarar gelmez. Komşunda araba varsa kıskanacağına memnun ol hasta olursan seni hastaneye götürür. beliki gezmeye götürür. Yolda kalırsan arabasına alır. Sana hiçbir faydası olmasa bile sana yük olmaz sendenaraba istemez, onu hastaneye getirip götürmek zorunda kalmazsın, yolda kalırsa almak zorunda kalmazsın, En önemliside senin arabana heves edip nazarlamaz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür. Kıskançlığı önleminin bir başka yolu dertsiz insanın olamayacağınıherkesin kendine göre bir derdi olduğunu herkesin imtihanın başka başka olduğunu bilmektir. Hz. süleyman(as) zenginlikle,makamla,şöhretle imtihan edildi. Öteki peygamberler fakirlikle imtihan edildiler. Dolayısıyla zenginlerinde nice dertlerinin olabileceğini hatırdan çıkarmamalıdır. Mesela Sakıp sabancının tek oğlu felçli idi Bütün televizyonlara beyanat verdi. Dediki Benim oğlumu kim araba sürecek kadar iytiyleştirirse bütün arabalarımı ona bağışlayacağım. Ve bunu noter huzurunda yapacağım. Demekki Türkiyenin en zengini olmak birşey ifade etmiyor. çocuğun sağlam olmadıkça. Yine en zenginlerimizden Vehbi koç 3 öğün sadece haşlama patetes yiyebilirdi oda sadece 4 adet demekki zenginlerin derdi var. hele zenginlerin derdi gerçekten çok gece uyku yok yarınki çekim ne olacak acaba çekimi senedimi ödeyebilecekmiyim. Acaba malım çalınırmı, velhasıl gece uyku yok sabah koşturma stres sıkıntı çalışma bayram yok tatil yok ha babam çalış. Fakir gerçekten haline şükretmelidir. Kaldıki kazanılan bu malın ayrıca hesabı vardır. Dolayısıyla haline şükretmek insanın kıskanmasını önler.Kıskançlığın başta ayetlerde belittiğimiz gibişeytanın işi olduğunu ,kafirlerin işiolduğunu, katillerin işi olduğunu hatırlayıp yarabbi beni bu korkunç kıskançlık hasatalığından kurtar diye dua etmelidir.Belki bu sayede kıskançlık hastalığından kurtulunur. ve şu dua yapılmalıdır.Yarabbi bana hikmet ver ,beni iyiyler arasına kat,Yarabbi kalbime genişlik ve ferahlık ver.Beni nefsimin ve şeytanın şerrrinden muhafaza eyle diye dua etmelidir. HASETİN SEBEPLERİ
HADİS:(layectemiğulimanu vel hasedu fi kalbi ğabdin ebeda)”İmanla kıskançlık kulun kalbinde asla bir arada bulunmaz. Biri girerse öteki çıkar”(buhari-müslim) Bu hadisi şeriften de anlaşılacağı gibi kıskanç insan imansız insandır.
HADİS:”Haset imanı ifsat eder.” Yani imanı bozar kişiyi imandan çıkarır.
HADİS:”Birbirinize buğz etmeyiniz. birbirinize haset etmeyiniz.birbirinize sırt çevirmeyiniz.yekdiğerinizlealakayı kesmeyiniz. Ey allahın kulları kardeşolunuz.”’
HADİS:(emyehsurune ennase ala ma ata humullah)”Hasetten sakının zira haset ateşin odunu yakıp kül ettiği gibi amelleri yakıp kül eder.” Bu hadiste haset eden kişinin yapmış olduğu bütün ibadetlerin sevapların hayırların tamamen yok olacağı bildirilmektedir.”
HADİS:”Sizden önceki kavimlerin hastalıkları olan kıskançlık ve kin besleme hastalığı sizlerede bulaştı. Bunlar bi
r cemiyetin dirlik ve düzenini kökünden kazıyan keskin bir usturaya benzer.Ustura demekle elbette sizin saçlarınıuzı kazır demek istemiyorum. Bu kötü huylar dinininizi kökünden kazıyacaktır. Canım kudret elinde olan Allaha yemin ederimki iman etmedikçe cennete giremezsiniz. birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. (buharı- Müslim.)Kıskancın başına gelebilecek felaketler.
1-Kıskançlık ibadet ve taatin sevabını kaldırır.
2-kötülük yapmaya sürükler.dedikodu,alay etme,yalan,iftira,küfür,nazar, gibi
3-Peygamberimizin şefaatinden mahrum olur.HADİS:”kıskançlık eden bizden değildir.”
4-cehenneme girer
5-başkalarına zarar verir.
6-kederlenir üzülür,strese girer kendine zarar verir.
7-Kıskançlık kalbi öldürür.
8-Kıskanç kimse hiçbir alanda başarılı olamaz.
Herkesi memnun etmek mimkündür ancak kıskancı memnun etmek asla mümkün değildir.Zira o kıskandığı şey yok olmadıkça memnun olmaz.
Haset etmenin 7 sebebi vardır.
1-Düşmanlık: herhangi sebeple düşman olan kişi düşmanını kıskanır.
2-Kibir: Kibirli olanlar kıskançtırlar.
3-İşini gördürme hizmet ettirme : Emrinin altındakininb emrinden çıkacağınısanıp kıskanırlar.
4- piyango çıkanlarlare kıskanılır.
5-Aynı şeyi paylaşanlar: iki kardeş iki kuma gibi. bunlar birbirini kıskanırlar.
6-En üst kademede olma arzusu: Bu kişiler kendi seviyelerinde olanlarımüthiş kıskanırlar.
7-Nefsi emmare sahibi olanlar: Bu kişiler heva ve heveslerini kendilerine tanrı edinmişlerdir. Hasetlik,kin ve her türlü şer kanlarına işlemiştir. herkesi ve herşeyi kıskanırlar. EDEN KENDİNE EDER
Kıskançlıkla ilgili iki hikaye anlatıp bitirmek istiyorum. Alimin birisi padişah tarafında çok iltifat görmekte buda padişahın vezirini kıskandırmaktadır. Vezir birgün padişaha derki padişahım o alime çok değer veriyorsun ama o senden iğreniyor. Tekrar gelirse dikkat et bak sana yaklaştığızaman eliyle burnunu kapatacaktır. der. Sonra alimin yanına gider. Alimi yemeğe davet eder …ve ona ısrarla sarmısak yedirir. yemekten sonrada tembvih eder derki sakın ha padişahın yanına yaklaşma sarmısak kokusundan nefret eder der. Padişah alimi çağırır. alim huzura gelir. padişah yaklaş bakalım der. fakat alim yaklaşmak istemez. ısrar edince eliyle ağzını kapatır. öylece padişaha yanaşır. Padişah vezir haklıymış bu beni iğreniyor der. Alimin eline bir zarf verir. bunu falanca kişiye ver sana hediye verilecek der. Alim sevinçle dışarıçıkar. Dışarda vezir o zarf nedir diye sorar alimde padişahın yaptığıhareketten çok hoşlandığını sarmısak kokusunu ona geçirmediğim için çok memnun kaldığını bu nedenle de bu zarfı falancaya getirip hediye almamı söyledi der. Vezir alime sen padişahtan her zaman hediye alırsın zarfı bana ver der alim veziri kırmaz. zarfı vezire verir. Bir zaman sonra alim padişahın huzuruna varır. Padişah şaşırır. Alime zarfı ne yaptın diye sorar. Alim zarfı vezirin istediğini ona verdiğini söyler.Padişah derki zarfın içinde ne yazdığınıbiliyormusun Hayır bilmiyorum der. Zarfın içinde bu zarfı getireni öldür diye yazıyordu. Vezir öldü der. Sonra niçin ilk seferde benden iğrendinde şimdi iğrenmiyorsun diye sorar. Alimde durumu anlatır. Vezirin kendisine sarmısak yedirdiğini sonrada sakın padişahın yanına yaklaşama dediğini söyler. Padişah oh olmuş kendi kazdığı tuzağa düştü diyerek hem padişah hem alim şükrederler.İkinci hikayede şudur.
Komşunun biri komşusunu aşırı kıskanmaktadır. Birgün tarlaya giden komşusuna börek yapar ve böreğin içine zehir koyar. Komşusu tarlaya gider. tarlada çalışırlarken komşunun askerdeolan oğlu tarlaya uğrar. Kendilerine aç olduğunu söyler. Onlarda annesinin kendilerine börek hediye ettiğini onu yiyebileceğini söylerler. Genç böreği yer ve ölür. Akşam komşu eve gelince komşusuna oğlunun askerden geldiğini tarlaya uğrayıp verdiği böreği yediğini söyler. Komşu kendi elleriyle kendi oğlunu zehirlemiştir. Evet sayın okurlarım kıskanç insanlar en fazla kendilerine ve çevrelerine zarar verirler. Duayla konuyu bitirmek istiyorum. Yarabbi kıskançlıktan ve kıskançların şerrinden bizleri muhafaza eyle.
İRFAN AKDOĞAN